Sayın Başkan;

Esasen konu malumatınız dahilindedir. Şu meşhur semt pazarları hakkında olup zati alinize hem şifahi hem de dosyalanmış raporlar halinde iletilen "semt pazarları sorunları" başta insan duyu sistemini iflasa götüren, gizli sağırlığın alt yapısı, sinir hücrelerimizin tahribatına neden olan yüksek gürültü sorunu.

Yapılan sonometrik ölçümlerle 80 desibeli aşan bağırış çağırış (kasıtlı insan sesleri) pazarcı esnafımızın engellenmeyen gürültü sorunu; 80 desibel gürültüye evrensel hukuk ve 2872 sayılı çevre mevzuatımız ancak sanayi bölgelerinde izin verir. Bu durumda bile sanayi bölgesinde çalışanlara dahi kulak tıkacı koşulu getirmektedir ilgili yasa.

Halen yürürlükteki pazar yerleri yönetmeliğine hiçbir şekilde uyulmadığı bir başka vahamettir. 7-8 yaşındaki çocuklardan 70-80 yaşına kadar tüm insanlar akşama kadar tezgah başında zil gibi çığrışıyorlar. Yıllardan bu yana tüm ısrarlarımıza rağmen sonuç alınamıyor.

Yollar, kaldırmalar tüm çevre işgal altında. can ve mal güvenliği adeta can çekişiyor. Her ne kadar gıda konusunda aslen yetki tarım teşkilatının ise de belediye UHK buna cevazdır., sayın başkanım, siz değerli ve başarılı bir hukuk duayenisiniz ne demek istediğimizi zaten iyi tercüme etme gücüne de sahipsiniz.

Bilhassa haftanın tüm gününde şehrin muhtelif köşelerinde kurulan sanırım yüze yakın semt pazarında, insan sağlığı ve hayatının korunması adına sayın valimiz nezdinde, ilgili kurumlar arası bir koordinasyon ağı oluşturulup, makul bir protokol çerçevesinde (dirsek teması ve dayanışmayla) söz konusu alanlarda müşterek bir çözüm bulunacaktır.

Açıkça ifade etmeliyim ki sayın başkan toplumumuz isyanda. Yine taktir edersiniz ki toplum olarak biz talep etme- itiraz hakkımızı kullanma noktasında suskun şeytan gibiyizdir. Benzetme pek şık değilse de asri birikimlerim bu lafa beni mecbur etmiştir. Hoş görün.

Sayın Başkan size bu konuda fikir vermeye hakkım yok. Etik te olmaz zaten. Geçmişte 20 yıl süreyle biz İzmir’i bu şartlar ve kriterler çerçevesinde yönettik. Milyonlarla ifade edilen şehrimizde bu hayati konunun çözümü için lütfen ön olunuz.

Bir daha yazmayalım olur mu?