Rudi Dutschke, sosyalist aktivist. Bu isim pek çok kişiye tanıdık gelmeyebilir, ama bu insan şimdi hala devam eden ve etkileri süren sol hareketlerin en etkili isimlerinden biri. Dutschke, kendi döneminde (60'lı yıllar) sosyalist çevrelerde Mao Zedong, Che Guevera, Antonio Gramsci ve György Lukacs kadar önemli ve sözü geçen bir kişi.
"Kurumların içinden geçmek." sözü Rudi Dutschke'ye ait bir söz. Sözün orijinali "der lange Marsch durch die Institutionen". Sözü kelime kelime incelersek; der lange: uzun, Marsch: uygunadım yürüyüş, durch: boydan boya (derinlemesine) ve die Institutionen: kurumlar. Bu çeviriyi özellikle yaptım çünkü, sol hareketlerin kurumlara nasıl sızdığını ve kurumları nasıl içeriden ele geçirdiğini anlatmak için daha iyi bir örnek bulamadım. Sloganı parçalara bölmemin sebebi, her bir kelimenin sızıntı operasyonlarının nasıl gerçekleştirildiğini aşamaları ile açıklamak. Slogandan ayrı olarak Herbert Marcuse'nın kontra-kültür veya karşıt-kültür idealinden türetilmiş bir kavram daha var "Systemüberwindung", Türkçesi "sistem istilası, sistemi ele geçirme". Helmut Schelsky'e ait olan Systemüberwindung kavramı, Rudi Dutschke'nin der lange Marsch durch die Institutionen sloganının üst başlığını oluşturuyor.
Herbert Marcuse, Rudi Dutschke'ye 1971'de yazdığı mektupta "Size şunu söylemeliyim ki: Sizin 'kurumlar içerisinden uzun yürüyüş anlayışınızı tek etkili yol olarak görüyorum..." diyerek, Dutschke'nin yaklaşımının kendisi üzerinde bıraktığı etkiyi belirtiyor. Herbert Marcuse'nın 1972 tarihli Counterrevolution and Revolt (Karşıdevrim ve İsyan) kitabından doğrudan alıntı yapacak olursak:
Öğrenci hareketinin tabanını genişletmek için Rudi Dutschke kurumlar içerisinden uzun yürüyüş stratejisini önerdi: yerleşik kurumlara karşı çalışırken, onların içinde çalışmak, ancak sadece 'içeriye sızarak' değil, işi yaparak, öğrenerek (bilgisayarları nasıl programlayıp okuyacağını, eğitimin her seviyesinde nasıl ders vereceğini, kitle iletişim araçlarını nasıl kullanacağını, üretimi nasıl organize edeceğini, planlı eskitmeyi tanıyıp ondan nasıl kaçınacağını, nasıl tasarım yapacağını vb.) ve aynı zamanda başkalarıyla çalışırken kendi bilincini de koruyarak. Uzun yürüyüş, karşı kurumları inşa etmek için ortak çabayı içerir. Bunlar uzun zamandır hareketin bir amacıydı ancak, zayıflıklarından ve düşük kalitelerinden büyük ölçüde fon eksikliği sorumluydu. Rekabetçi hale getirilmeleri gerekir. Bu, özellikle radikal, "özgür" medyanın gelişimi için önemlidir. Radikal Sol'un büyük bilgi ve telkin zincirlerine eşit erişiminin olmaması, onun izolasyonundan büyük ölçüde sorumludur.
Der Lange Marsch (Uzun Yürüyüş)
Uzun yürüyüş, ismini Mao'nun Çin Kızıl Ordu'su ile yaptığı Uzun Yürüyüş'ten alıyor. Çin Komünist Partisi'ne bağlı Kızıl Ordu güçleri Çin İç Savaşı'nda ulusalcı Kuomintang güçlerinden kaçmak için Çin'in kuzeyine doğru hareket ederler ve bir yılı aşan bir süre geri çekilerek kuzey bölgesine yerleşirler. Bu geri çekilme manevrasının adı Uzun Yürüyüş olarak tarihe geçer. Bu süreç Mao Zedong'un komünist partinin başına geçmesinde önemli bir rol oynamıştır. Tarihsel bağlamından ayrı olarak Uzun Yürüyüş'ü incelersek, burada bir uygun adım yürüyüş yok. Bu kelimelerle anlatılan şey sızma stratejisinin uzun bir sürece yayılması. Uzun bir sürece yayılmış bu stratejide "entryism (giriş-izm) veya French Turn (Fransız Dönüşü)"isminde bir taktik kullanılır. Bu taktik Leon Trotsky tarafından geliştirilmiş bir taktik olup, "Fransız Dönüşü" ismini, Leon Trotsky'nin 1934 yılında Fransız Komünist Ligi'ne verdiği tavsiyeden alır. Leon Trotsky'nin tavsiyesi üzerine Fransa'da Komünist Ligi, gençlik kollarını dağıtıp diğer komünist parti ve hareketler içerisine sızarak sol-sosyalist grupları Leninizm'e yöneltmeye çalışmışlardır.
Taktiğin işleyişinde öncelikle bir grup insan kurumun içerisine sokulur, bu ilk girişin nasıl olduğu taktiğin işleyişi için önemli değil. İlk giriş tamamlandıktan sonra, içeri sızan ekibin tek amacı kurumun içine diğer solcuları almak, solcu olmayanları dışarıya atmak ve kurumu ele geçirmektir. Bu aşamada sol gruplar arasındaki fraksiyonlaşma kendisini en yüksek seviyede belli eder. Çünkü içeriye sızan ekip sadece solcu olmayanları değil kendi fraksiyonuna ait olmayan solcuları da kurumdan dışlama eğilimindedir. İlk sızıntı ile tamamen ele geçirme arasında yaklaşık yirmi yıl vardır. Bu sürecin bu kadar "uzun" sürmesi stratejinin bir parçası. Sızıntının uzun bir sürece yayılması tespitini zorlaştırıp, yeni ekip üyeleri bulmak için (kurumun içinden ve dışından) sızıntıyı yapanlara zaman tanır.
Durch die Institutionen (Boydan Boya, Derinlemesine Kurumlar)
Kurumların içerisine sızan ekip yeterli sayıda radikal aktivisti kuruma almak için çabalar. Bu yeterli sayı kurumdan kuruma değişiklik gösterebilir, ama altta yatan çaba aynıdır. Bir kurumun tamamen ele geçirilmesi için bütün üyelerin radikallerden oluşmasına gerek yoktur. İçeri sızan radikallere karşı koyan insan kalmadığı zaman o kurum tamamen ele geçirilmiş olur. Sızıntı sürerken paralel olarak da içeriden çökertme işlemi uygulanır. İçeriden çökertmeyi anlatabilmek için bahsetmem gereken iki kavram var, "Subterfuge (hile), Subversion (içeriden çökertme)". Subversion (içeriden çökertme) ile tahrip edilen kurumlar esas fonksiyonlarını tamamen veya kısmen yitirirler. Bu şekilde tahrip edilen kuruma verilen zararlar geri döndürülemez. Bu şekilde çökertilen kurumların kurtarılması mümkün değildir. Subversion (içeriden çökertme)'ye maruz bırakılan kurumlar bütünüyle bir tür ideolojik aygıt haline gelir. Sol aktivistlerin amaçlarına göre ele geçirilen kurum sadece sol görüşü desteklemek ve yeni sol aktivistler üretmek için kullanılır. Bu kurumların ya tamamen çökmesine izin verilecek, ya da kurumlar içeri sızan aktivist radikallerden arındırılarak yeniden yapılandırılacaktır. İki ihtimalde de işleyen bir kuruma geri dönmek için çok fazla kaynak (insan, para ve zaman) harcamak gerekir. Subterfuge (hile) ile işlemez hale gelen kurumları kurtarmak biraz daha mümkündür. Bu şekilde tahrip kurumlar içerisindeki aktivistler kendilerini kurumun genel işleyişinden soyutlayarak polit-büro benzeri bir yapılanma içerisinde saklanırlar. Aktivistlerin polit-büro benzeri bir yapı içerisinde izole olması içerisine sızılan kurumun fonksiyonlarını, tamamen veya kısmen kaybetmesini engeller. Fonksiyonlarını kısmen koruyan bir kurumdaki tahribatı ve içeri yapılan sızmayı tespit etmek zor olsa da, tespitin doğru yapılması halinde kurumun kurtarılması mümkündür. Subterfuge (hile) ile amacından çıkarılan kurumlar, sol aktivistler için ikincildir. Bu kurumlar sol aktivist üretmek için değil, sosyal eşitlik ve sosyal adalet gibi sol amaçları gerçekleştirmek için kullanılırlar. Bu şekilde ele geçirilen kurumları kurtarmak için içeri sızan polit-büro benzeri yapının dışarı atılması yeterlidir.
Küçük ve yalın kurumlar için çözüm ne kadar basit olursa olsun. Holdingler ve devletler, birbiri içerisine geçmiş alt kurumsal yapılar ve birimlerden oluştuğu için durum biraz karmaşık ve tespiti zor olabilir. Ancak kararlılıkla yaklaşıldığında çözülemeyecek bir şey değildir.
Kapanışı ünlü ekonomist Javier Mileï'nin sözü ile yapayım;
"Afuera (Dışarı!)"