Yeni bir yıla girmenin heyecanıyla dolu dolu kutlamalar geride kaldı, şimdi sıra geldi gerçeklerle yüzleşmeye. Evet, 2024'e girmemizle birlikte gelen zamlarla ilgili haberler peş peşe geldi. Güzel ülkemizin ekonomik durumuyla dalga dalga büyüyen bu zamlar, sanki her birimizi gülme krizine sokacak cinsten!

Öncelikle, yeni yılın ilk gününde içimizi ısıtan "Hayırlı Olsun, Faturalarınız da Güzel Olsun" dilekleriyle başlayalım. Elektrik, su, doğalgaz gibi temel ihtiyaçlarımızın fiyatları sanki bir yılbaşı parti davetlisinin içkileri gibi hızla yükseliyor. Evet, yeni yılda faturalarımız da partiden çıkıp bize veda ediyor gibi görünüyor.

Bu zamların arkasında ne kadar gizli anlam, politika ve ekonomi oyunları varsa, bizim anlamamız mümkün değil. Ancak her ay hesapları kontrol ederken "Acaba bu faturaları doğru mu yazdılar?" diye düşünmemiz artık bir gelenek halini almış durumda. İşte bu noktada, hükümetin bize bir hediye gibi sunduğu zam miktarına, bir baba şefkatiyle bakmamızı isterim. Çünkü belli ki bizim refahımız için ellerinden geleni yapıyorlar. Sadece biraz daha fazla çaba sarfetmeleri gerekebilir, ama neyse ki bir yıl daha var önlerinde.

Bununla birlikte, zam furyasının sadece faturaları değil, hayatın her alanını sarhoş ettiğini söylemekte fayda var. Market alışverişleri, akaryakıt fiyatları, hatta sokaktaki simit fiyatları bile artık birer korku filmi gibi karşımıza çıkıyor. Sanki paranın değeri bir anda, gece yarısı vakti kaybolan anahtarlar gibi kayboluverdi!

Belki de bu zamlar, bize hayatın beklenmedik sürprizlerine karşı esnek olmayı öğretiyor. Her ne kadar cüzdanlarımız hafiflemiş olsa da, espri anlayışımızın ağırlığı arttı! Belki de bir gün bu zamların arkasındaki gizli nedenleri anlayabiliriz. Ya da belki de sadece daha fazla gülmek, hayatın bize sunduğu en güzel direniş biçimi olabilir.