Anadolu Türk ve alevi Bektaşi inanç ve felsefesin de Hızır fakirin, fukaranın, gariban ve gureba’nın, darda ve yolda kalanların, çaresizlik içinde kıvrananlar, ümit ve umudu olduğu kadar bilgelik, bereket ve kurtuluşun simgesidir. Alevi inanç ve felsefesine göre, Hızır karada, İlyas ise denizde zor durumda olanlara yardım eder. Her yıl Alevi toplumu, özellikle şubat ayında "Hızır Orucu" tutarak Hızır'ın bereketini ve yardımını anımsar ve onun yol göstericiliğine sığınır. Müslüman Türk, Kürt ve Alevi inanç ve felsefesinde Hızır hem kutsal hem de mistik bir figür olarak önemli bir yere sahiptir. Tıpkı; Antalya’nın, Demre ilçesinde 4. Yüzyılda yaşamış olan bir Hiristiyan azizi olan (Piskopos Nikol) Neol Baba gibidir. Hızır, ölümsüz bir veli olarak kabul edilir. Bu figür hem İslamî hem de eski Türk inançlarının birleşiminden doğmuş çok katmanlı bir karakterdir. Türklerin İslamiyet öncesi inançlarında doğa güçleri, kutsal varlıklar ve kahraman figürler önemliydi. Eski Türklerde doğa ruhlarına ve koruyucu varlıklara duyulan inanç, Hızır figürünün şekillenmesinde etkili olmuştur. Hızır’ın doğa ile olan bağı, özellikle baharın gelişi ve doğanın canlanmasıyla ilişkilidir. Bu yönüyle, eski Türklerin doğa kültleriyle de paralellik gösterir. Hızır ve İlyas peygamberin yılda bir kez, 6 Mayıs’ta buluştuklarına inanılır ve bugün Hıdırellez olarak kutlanır. Bu kutlamalar, doğanın uyanışı ve bolluğun sembolüdür. Dilekler tutulur, ateşten atlanır ve doğa ile bütünleşme ritüelleri yapılır. Bu gelenek, eski Türk ve Kürt mevsimsel kutlamalarıyla İslam sonrası inançların birleşiminden doğmuştur. Anadolu Alevilerinde Hızır Orucu önemli bir ritüeldir. Genellikle şubat ayında üç gün oruç tutulur. Bu oruç, Hızır’ın yardımını ve bereketini dilemek amacıyla tutulur. Orucun ardından Hızır Lokması hazırlanır ve paylaşılır. Ve Hızır adına yapılan Cemlerde dualar edilir, bolluk ve berektli geçmesi için dualar edilir.

Hızır Aleviler için ahlaktır, vicdandır, haysiyettir. İnanaışa göre bütün evren Hızır aşkı ile semah döner. Ocak ayının ikinci haftasından şubat ayının bitimine kadar olan zaman dilimi, Anadolu Kızılbaş Alevileri için özellikle bozkır ve kırsalda yaşıyanlar için manevi önemi büyüktür. Hızır mitolojide ki anlatımdan öte toplumu var eden yüksek ahlaki değerlerdir.