Bugün, karanlıkta ışık olmayı seçen cesur kalemleri onurlandırdığımız bir günü kutluyoruz. 10 Ocak, Çalışan Gazeteciler Günü; gerçeği arayan, toplumu aydınlatan ve demokrasinin temel direklerinden biri olan gazetecilere ithaf edilmiş anlamlı bir gün. Bu vesileyle, çalışan gazetecilerin fedakarlıkları ve zorluklarını bir kez daha hatırlayarak, onlara teşekkür etmek ve destek olmak istiyorum.
Gazetecilik, özgürlüğü, dürüstlüğü ve sorumluluğu içinde barındıran yüce bir meslek. Ancak, bu yolda ilerlerken gazeteciler, adeta gerçeğin peşinden koşan savaşçılar gibi, birçok zorluğa göğüs germek zorunda kalıyorlar. Sessiz kalmak yerine, ses olmayı seçen bu cesur yazarlar, toplumun gözlerini kör karanlıktan aydınlığa çıkaran fenerler gibi.
Çalışan Gazeteciler Günü, sadece bir mesleği değil, aynı zamanda demokrasinin omurgasını oluşturan gazetecilerin önemini vurgular. Onlar, kamuoyunu bilgilendirme görevini üstlenirken, aynı zamanda halkın sesi olma sorumluluğunu da taşıyorlar. Bu sorumluluk, onları bazen tehlikeli durumlarla yüzleşmeye, özgürlükleri için mücadele etmeye ve gerçeğin peşinden gitmeye zorluyor.
Gazetecilik, bir hikayenin sadece yüzeyine değil, derinliklerine inmeyi gerektirir. Bu da çoğu zaman tehlikeli alanlara adım atmayı ve cesurca gerçeği ortaya çıkarmayı gerektirir. Çalışan gazeteciler, bu zorluğa göğüs gererek, karanlıkta parlayan yıldızlar gibi, gerçeğin ışığını topluma sunmaya devam ediyorlar.
Ancak, bu zorlu yolda yalnız değiller. Destek olmak, onların yanında durmak ve özgür basın ilkesine sahip çıkmak hepimizin görevi. Çünkü güçlü bir basın, güçlü bir toplumun temelini oluşturur. Bu Çalışan Gazeteciler Günü'nde, fedakarlıklarıyla aydınlık getiren tüm gazetecilere minnettarlığımızı ifade ediyor, onları selamlıyor ve destekliyoruz. Unutmayalım ki, gerçeğin ışığı sönmeyecek ve gazeteciler, karanlığı aydınlatmaya devam edecekler.