İnsanı insan yapan şey, “ etik
değerlerinin” olmasıdır. Kökeni Yunanca “ ethos” tan ( kişilik, karakter )
anlamına gelen “ etik” kelimesinin, bizdeki karşılığı “ Erdem” ya da “ ahlak”
olabilir. Etik değerlerimizle bizler, iyiye, doğruya, uyumlu olmaya, uygarlığa
yöneliriz. Her şeyin daha güzele evrilmesi, “vicdan terazimizin” şaşmaması,
şeffaflık, dürüstlük ve adil olmamızın yegane temeli etik değerlerimiz ve ona
olan bağlılığımızdır.
Eğer etik değerlerimiz olmazsa;
içimizdeki iyi ile kötünün savaşını “iyi” kaybeder. Çünkü iyiyi ya da kötüyü
baz almamızın sebebi, etik değerlerimizin olması ya da olmaması ile doğrudan
ilgilidir! Peki nedir temel etik değerler:
Önceliği insana vermek
Dürüst olmak
Şeffaf olmak
Hesap verebilir olmak
Toplumun çıkarlarını kendi
çıkarlarının önünde tutmak
Güvenilir olmak
Ölçülü olmak
Adaletli olmak
Sabırlı olmak
Çalışkan olmak
Cesaretli olmak
Alçakgönüllü olmak
Eski Yunan’da Sokrates, Platon ve
Aristoteles erdem ahlakını savunan filozoflardır.Mutluluk ve erdem
birbirleriyle ilintili iki önemli kavramdır. Bu filozoflara göre, mutluluk
yaşamın temel amacıdır ve mutluluğa ulaşmanın yolu erdemli olmaktan yani etik
değerlere sahip olmaktan geçer.
Bu yüzden etik değerlerin
hatırlatılması ve içselleştirilmesi için, bütün dünyada 25 Mayıs, “ dünya etik
günü “ olarak kutlanmaktadır.
Eğer etik değerlerimiz olmazsa; iyi
insan olmayız, iyi evlat, iyi ebeveyn, iyi çalışan ve iyi yöneten olmayız.
Bu konuda çok sevdiğim ve saygı
duyduğum, bir gazetecinin derlediği yazıdan alıntı yapmak istiyorum. Çünkü etik
değerler ve etkileri üzerine bu örnekler son derece güzel geldi bana.
Bakın bu konuda neler söylenmiş: “
Bilge Platon’a” sormuşlar:
Devlet nasıl yönetilir? Diye...
Ya ilimle, ya zulümle. Demiş.
Orhan Gazi’ye sormuşlar:
En büyük zulüm nedir?
Geciken adalettir! Demiş.
Goebbels’e sormuşlar:
İktidar nedir?
Düşman yaratmaktır. Demiş.
İkinci Ramses’e gitmişler:
En büyük piramit hangisi? Demişler.
Kibrimizdir! Demiş.
Dördüncü Murat’a sormuşlar:
Yardıma alışana ne olur?
Emir almaya da alışır... diye yanıt
vermiş.
Çiçero’ya sormuşlar;
Roma İmparatorluğu nasıl yıkıldı?
İşi ehline vermedik! Diye yanıt
vermiş.
Stalin’e sormuşlar;
En büyük korkunuz?
Sokakta yalnız başıma yürümek! diye
cevaplamış...
Diyeceğim o ki; “ Siz, siz olun,
etik değerlerinizi asla kaybetmeyin!