Ne kadar sık duyuyoruz “dönek” sözünü. Kimdir bu dönekler diye soracak olursanız; “Karakteri çıkarlarına göre değişen, şekillenen “zavallı” insanlardır diyeceğim. Şimdi sizin haklı olarak; “Döneğin zavallısı mı olur? En iyi yerlere onlar gelir!” Dediğinizi duyar gibiyim. Doğru haklısınız aslında, onlar en iyi yerlere gelebilmek için dönerler. Hatta aynı zamanda yalakalık da ederler güç sahiplerine. Ama döneklere hiç kimse güven duymaz! İşte zavallılıkları da burada başlar.

 

Çünkü güven uyandırmak için, yırtınırlar, güç sahiplerine yaranmak için dalkavukluk da ederler. Anlayacağınız; “kraldan çok, kralcı olurlar.

 

Ama yine de herkes bilir ki; Güç ile hareket edenler, güç sahibi değiştiği zaman hemen dönerler. Çünkü onlar gücün ve paranın insanıdırlar. İçlerindeki eziği; para, makam ve güçle saklamaya çalışırlar. En kötüsü de ikiyüzlüdürler. İlkeleri yoktur. Etik değerlere inanmazlar.

 

Ama dönekliklerine kılıf aradıkları zaman; kullanmayacakları değerleri, inanmadıkları ilkeleri sıralar, dönek olmayanlara da her türlü çamuru atmaktan çekinmezler. Fırıldak gibi dönmekten, “kimin arabasına binerse, onun türküsünü çağırmaktan” hiç utanmazlar! Yüzsüzlük ve nankörlük, olmazsa olmazlarıdır!

 

Hani derler ya; Öküzün yalakası, kasabın bıçağını yalarmış.” Diye. Dönekler de böyledir, dün küfrettiklerine, bugün iltifat edip, el etek öperler.

 

Her gruptan, her meslekten döneklere rastlanır. Politikacılardan, gazetecilerden, aydınlardan da bir sürü dönek çıkar. Topluma yön vermesi, örnek olması gereken insanların dönekliği, ülke için de gençlik için de kötüdür! Güven duygusunu bitirirler!

 

İnsan için, güvendiği, sevdiği, saygı duyduğu birinin “Dönek” olması ağırdır. Onun hakkında yanıldığınız için, en çok kendinize kızarsınız. Yarattığı hayal kırıklığı için, dönene öfke duyarsınız ve hatta onunla yüzleşmek istersiniz. Ama boşuna zahmet etmeyin, daha çok üzülürsünüz çünkü, bu konuda;

 

Bernard Shaw diyor ki:

 

“Bazı insanlarla yüzleşmek zordur. Haksız çıkarsın. Çünkü onların galip gelecekleri ikinci bir yüzleri daha vardır.”