Türkiye’de “çocuk yoksulluğu” endişe verici boyutlarda görülüyor! Gelirin en adaletsiz dağıldığı ülkeler arasında yer alan ülkemizde, son yıllarda yoksulluk, açlık sınırı, enflasyon ve genel mutsuzluk düzeyi de artıyor!
Nüfusun dörtte birinden fazlasını oluşturan çocuklar ise, bu olumsuz eğilimden en fazla etkilenen grupların da başında yer alıyor! Dünya mutluluk düzeyinde Türkiye son sıralarda.
Ülkemizde yaşam standartlarında ciddi bir düşüş görülüyor! Anlayacağınız, yoksullukta eşitleniyoruz! Bu yüzden de çocuk refahında önemli bir gerileme yaşandı!
Oysa çocuklar en kıymetlimiz değil mi?
Fakat yaşanılan şiddet sarmalında, çocuklar da var:
En savunmasız olan çocuklara uygulanan şiddet, dayak, taciz ve tecavüz olaylarındaki artış da, insanı dehşete düşürüyor! Çocuklara karşı bu suçları işleyen kişilerin acilen en ağır şekilde cezalandırılması gerekiyor!
Türkiye bu sürede “Yoksulluk ve Sosyal Dışlanma Riski Altında Olan Çocuk” oranında önemli bir artış yaşamış, öyle ki; Avrupa ülkeleri arasında üçüncü sıraya yerleşmiş!
Dahası Türkiye; “Ciddi Barınma Yoksunluğu Olan Çocuk Nüfus Oranında” da Avrupa ülkeleri arasında yıllardır birinci sıradaymış!
Peki buna şaşırdık mı? Tabii ki hayır! TÜİK’ in UNICEF ile yaptığı anlaşma gereği yayımladığı “Türkiye Çocuk Araştırması 2022” raporu da, ekonomik sıkıntılar altında son yılların çocuklar için nasıl zorluklarla geçtiğini kavramaya yardımcı olan bir rapor!
Raporun verilerine göre:
2022’ de her 100 çocuğumuzdan 7’si kaygı sorunu yaşamış! Ve kaygıyı depresyon takip etmiş! Kız çocuklar, erkek çocuklardan daha sık sorunlarla karşılaşmış!
Çocuklar, aileleri maddi olarak karşılayamadığı için, kültürel etkinlikler dahil, pek çok etkinliğe katılmamış! Sinema ve tiyatroya hiç gitmemiş çocuklar var!
En kötüsü de çocuklardaki beslenme yetersizliği! Tüm çocukların yüzde 62’si hemen her gün ekmek ve makarna tüketmiş! Et, tavuk, balık grubunu her gün tükettiğini söyleyen çocukların oranı ise, yalnızca yüzde 12.7’ de kalmış!
Yoksul ailelerin çocukları için koruyucu sosyal politikalar uygulanmadığından, ailelerinin çaresiz çırpınışlarını, çocuk yoksulluğunun nasıl acılar yarattığını fark ettik!
Küçük yaşta ve küçük bedenleriyle, ağır işlerde, çok ucuza çalıştırılan, çocukluklarını yaşayamayan, okula gidemeyen yoksul çocukların dramı da bir başka acı olarak halen devam ediyor! İş kazalarında ölen çocukların yoksul yaşamlarına, daha ne kadar seyirci kalacağız?
Uzmanlar yetersiz beslenme sonucunda çocuklarda bodurluğun arttığını söylüyorlar! Sağlıksız, mutsuz ve eğitimsiz bir kuşak yetiştiğinde, ülkemizin geleceği de risk altında olmaz mı?
Yoksulluk, aileleri parçalarken, bundan en çok zarar gören o savunmasız çocuklar için sosyal politikalar geliştirmek, bu kadar mı zor?