Her ülkede suçun ve cezanın tanımı yasalarla yapılmıştır tabii, fakat cezasız kalan ve kanıtlamakta zorluk çektiğimiz öyle çok suç var ki dünyamızda! Sadece bu yüzden, yaşamlar bitiyor, hayat bazıları için cehenneme dönüyor ve ne yazık ki suçlular; hiç cezalandırılmadan aramızda dolaşıyor!

 

Aslında onları sen, ben, o, hepimiz tanıyoruz, biliyoruz. Şu karısını döven komşunuz mesela, ya da çocuğuna en kötü, en onur kırıcı sözleri söyleyen, onu hırpalayan genç anne, ya da ne bileyim, iş yerinde sürekli aşağılanan ve baskı altında kalan sessiz arkadaşınız, okulda ya da kurumda, çocuk terbiyesini dayak atarak yapan, bunu kendine hak gören, eğitimci… Hepsini biliyorsunuz, biliyoruz ve görmezden geliyoruz öyle değil mi?

 

Hep bir mazeretimiz var kayıtsız kalışımızın;

 

_ “Adamın karısı, döver de sever de. Karıkoca arasına girilmez!”

_ “Çocuk onların çocuğu, döverler de, severler de! Çok da bağırıyorlar ama kim bilir ne yapmıştır? “

_ “İş yerinde ona çok taktılar ama o da katlanıyor! Çok ezik!” Ben ne karışacağım, başımı belaya sokmayayım şimdi!”

 

Hepimiz çoğu kez “Üç maymun”u oynuyoruz! “ Görmedim, duymadım, bilmiyorum” demek daha kolay çünkü! Karışmayınca, başımızı da belaya sokmamış oluyoruz! Ne kolay değil mi? Susarak, karışmayarak, konuşmayarak, aslında suça ortak oluyoruz. Suçluların cesaret ve cüretleri artıyor! Daha büyük suçlar işlemeleri için, onlara zemin hazırlıyoruz istemeden de olsa! Ama hadi itiraf edin, vicdanınız hiç susmuyor öyle değil mi? Hep soruyorsunuz kendinize;

 

_ “Belki susmasaydım, karışsaydım, o adam, o kadını öldürmeyecekti!”

_ “Kadın camdan atlamış, intihar etmiş diyorlar ama kesin adam itmiştir onu!” Zaten böyle bir şey olabileceğini, kadının göz göre göre öldürülebileceğini hissediyordum!”

_ Çocuğunu döve döve öldüren birinin, eğer zamanında gerekli duyarlılık gösterilse, bunu yapamayacağını” kendinize kim bilir kaç kere söylediniz!

 

Vicdan azabı böyle bir şey işte! “Bana ne?” Demenin de böyle üzücü sonuçları var! İşlenen bu suçlarda, kayıtsızlığımız yüzünden hepimizin payı var ne yazık ki!

 

Dostoyevski’nin dediği gibi;

 

“Dünya hassas kalpler için cehennemdir!”

 

Oysa bizler o cehennemi cennete çevirebiliriz. Cezasız kalan suçlara ve suçlulara karşı, daha duyarlı olabiliriz!

 

Belki böylece; şüpheli ölümler, şüpheli intihar olayları, çocukların yaşadığı aile içi şiddet ve ensest olayları, kurumlarda yaşanan mobbing ve haksızlıklar, insanlara yapılan, hatta bazen en yakınları tarafından uygulanan psikolojik baskı ve teröre karşı, kapalı kapılar ardında yaşanan ve gizli kalan suçları, suçluları saptamak ve önlemek şansımız olur!

 

“Vicdan, insanın pusulasıdır.” Der Van Gogh. O pusulayı hiç kaybetmeyelim…