Türk basınında “ sansür” uygulamasının epey eski bir tarihi var! Sansürün ilk uygulandığı tarih, 10 Mayıs 1876’ dır. Ama 24 Temmuz 1908 tarihinde “İkinci Meşrûtiyet” yürürlüğe girdikten sonra, bu uygulamaya son verilmesi, günümüzde sansürün kaldırılması olarak anılmaktadır.

 

“ Basın Bayramı” veya “ Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü” ülkemizde sansürün kaldırılması günü olarak her 24 Temmuz’da kutlanır!

 

Basın özgürlüğü günümüzde hala tartışılıyor, gazeteciler, işlerini yaptıklarında; cezalandırılıyor, saldırıya uğruyor ya da öldürülüyorsa, orada basın özgürlüğünden söz etmek imkansızdır!

 

Gazetecilik günümüzde asla kolay bir meslek değildir. Hatta en riskli mesleklerden biridir. O yüzden gazetecilik;

 

_ Yürek ister,

_ Objektif olmayı gerektirir.

_ Gazeteci halkın gözü kulağıdır, haber verir, gerçeklerden ayrılmaz.

_ Gazetecilik fedakarlık ister. Haberin ve gerçeklerin saati yoktur. O yüzden gazeteci her zaman haber peşindedir!

_ Gazeteci taraftır; güçsüzden, sesini duyuramayandan, haklıdan ve doğrudan yana taraftır.

 

Gazeteci, ahlaklı olmak zorundadır! Güçlüden, haksızdan, paradan yana gazetecilik yapamaz! Gazeteciden yalaka olmaz, olursa; gazeteci olmaz! Çıkarları uğruna yalan haberlerle tetikçilik yapanlar, gazeteci sayılmaz! Gazetecinin en büyük silahı kalemidir, sözleridir, etik değerleridir.

 

Basın özgürlüğü konusunda bakın kimler neler söylemiş:

 

“ Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.” Mustafa Kemal Atatürk

 

“ Basın hürriyeti, öteki hürriyetlerin emniyet sübabıdır; diktatör hükümetlerden başka hiç bir kuvvet onu kısamaz.” George Mason

 

“ Basın hürriyeti kalkarsa, vicdan, eğitim, konuşma hürriyetleri de kalkar!”

F. D Roosevelt

 

“ Basın hürriyeti olmayan ülkede demokrasi olmaz!” Aziz Nesin

 

“ Bana satılmış bir medya ver, sana cahil bir toplum sunayım.” J. Goebel

 

“ Basın özgürlüğü, satılmışların ellerindeyse, yalanın silahıdır.”

Galina Serebryakova