Yolsuzluk,
arsızlık, hırsızlık, rüşvet, haksızlık günümüzde giderek arttı diyenler çok
tabii ama bütün bunlar eskiden de vardı. Hatta insanlık tarihi kadar eski, bu
suçlar.
Fakat
eskiden suçüstü yakalananlar, cezalandırılır ve toplum tarafından da
ayıplanarak dışlanırdı. Suçlular da insan içine çıkamaz hale gelir ve çok
utanırlardı! Utanmayanlar da fena halde utandırılırdı!
Ama artık
çok büyük bir fark var! Günümüzün suçluları da toplum tarafından dışlanıyor
ama; “artık utanmıyorlar!”
Utanmadıkları
gibi, pişkin pişkin ortalıkta gezinip, “bize bir şey olmaz” kıvamında bir
özgüvenle, toplum içine giriyorlar! Bazıları gerçekten de ceza almıyorlar.
Hatta korunup kollandıklarını da saklamıyorlar!
Üzülüyorsunuz
değil mi? Haydi sizi bu konuda yazılmış bir fıkra ile biraz gülümseteyim. Hani;
“ güleriz ağlanacak halimize” misali…
“İSTERSEN
HERKESE SÖYLE! “
“Fıkra bu
ya; Eski Romanya Başbakanı Nikolay Çavuşesku’nun eşi Elena Çavuşesku, son
dönemlerinde artık rüşvet almayı saklamadan yapmaya başlamış. Tabii utanmazlık
had safhaya ulaşmış. Ülkede rüşvetsiz hiç bir şey yapılmıyormuş. Günlerden bir
gün, işinin halledilmesini isteyen yüksek düzeyde bir kişi, Elena’nın çalışma
odasından içeriye girmiş ve;
_ “
Efendim, istemiş olduğunuz on bin doları getirdim. Buyurun.” Demiş. Ve hemen
ardından eklemiş:
_ “
Aramızda kalacağına inanın. Hiç kimseye söylemeyeceğim.”
Madam
Elena Çavuşesku, adamın suratına bakarak, pişkince cevap vermiş:
_” Sen
şimdi bu parayı bırak git. Bir on bin dolar daha getir ve istersen herkese
söyle! ”