Kapitalizm, bilinen tarifi ile, kâr elde etmek amacıyla üretime, mal ve hizmetlere dönük özel mülkiyete ve sermaye kullanımına dayanan bir ekonomik sistemdir.
Kapitalistler paraları ve mülkleriyle tanımlanır. Daha fazla gelir elde etmek isteyen ve emek sömürüsünü kullananlara kapitalist denir. Kapitalist, sermayesi olan kişidir. Kapitalistler sürekli olarak kazanmak, biriktirmek isterler.
Kapitalizm, günümüzde dünyanın bütün ülkelerinde geçerli olan sistem haline gelmiştir. Bu sistemde, ürünleri üretme ve dağıtma yolu sermaye sahibi, yani patron dediğimiz ufak bir azınlığa aittir. Bu gruba kapitalist sınıf denir. İnsanların büyük çoğunluğu ise geçinebilmek için emekleri ile hayatını sürdürür ve bunun karşılığında belli ücretler alır.
Atatürk'ün ekonomi anlayışına bakarsak; özel girişime dayalı ama özel girişimin yeterli olmadığı alanları devletin desteğiyle canlandırdığı, yabancı sermayeye karşı olmayan ancak bunun da ulusal çıkar çerçevesinde değerlendirildiği bir siyaset anlayışıdır.
2021 yılı sonlarında, Türkiye’nin benimsediği yeni ekonomi modele göre, Türkiye üretecek, ihraç edecek, döviz geliri ve bütçe fazlası oluşacak, istihdam hızla artacak, dış ticaret açığı ve cari açık azalacaktı. Ama maalesef evdeki Pazar çarşıya uymadı. Enflasyonla baş edilemedi, dövizdeki yükseliş ve paralelinde her alandaki pahalılık, belimizi kırdı.
Bu gelişmede, kişisel çıkarlarını ülkesinin ve milletinin önünde gören birtakım siyasilerin ve iş birlikçi ticaret erbaplarının elbette rolü var.
Yüzlerce yıl yaşayacaklarını sanan, rant düşkünü ticaret erbaplarının kurdukları çıkar çetelerinin kapitalist oyunlarında ne yok ki. Bizdeki sermayedar güçler, her kapitalist sistemde olduğu gibi ucuz iş gücü arayışlarındadır. Bu kazanç öncelikli ticaret adamları, önce güçlü gördükleri siyasi partilere sokulur. Siyasi partilerde mevki elde etmeye çalışırlar veya mevki elde etmiş olanlarla iyi dostluklar kurarlar. Kaynaşan dostların bazıları etkin konumlara gelirse, ahbap çavuş kapitalizmi oluşmuş olur. Sık sık karşılaştığımız bir yönteme göre; uzman bir rantçı, büyük bir projeyi ortaya atar, bazen adına da çılgın proje falan der. Siyasilerden ve kenti yönetenlerden olur alıp, anlaşmalar yapar. Tabi, söz konusu projenin, iş yapana cazip olması için ve bal tutanları da tatmin etmesi gerektiğinden, maliyetinin çok üstünde rakamlar içerir. Sonrası malum, vatandaş yıllarca rant elde edenlerin cebine giren meblağları öder.
Başta ülkemiz insanı olmak üzere, dünyanın neresinde kapitalistler varsa, bence hayatı boyunca çaresizce kıt kanaat geçinmek için çırpınan insanlar, ellerini açıp beddua etmeli.
Hoşça kalın, kapitalizm belasından kurtulmaya çalışın.