İnsanoğlunun belki de en beceremediği şeydir “ yüzleşme”. Oysa yüzleşmek iyidir. Üstelik cesaret ister.

“ Yalanla kendini kandırmaktansa, gerçekle yüzleşmek iyidir.” Diyor Khaled Hosseini.

Ama insan önce kendiyle yüzleşebilmeli. Eğer bunu yapamıyorsa;

Oscar Wilde’ın dediği gibi;

“ Kendisiyle yüzleşmeye yüzü olmayan insanlar, başkalarının hatalarıyla avunup dururlar.”

Nedense bu bana çok tanıdık geldi. Bu insanlardan çok var çevremizde öyle değil mi?

“ Kendinle yüzleşmekten korkma. Bulacağın kişiyi sevebilirsin. “ diyor Eddi Anter. Ama tabii bir ihtimal, sevmeyebilirsin de!

İnsan özellikle kendisi ile ilgili can sıkıcı gerçeklerden kaçar. Onlarla yüzleşmektense, hayal kurmak ve gerçeği çarpıtmak gibi kolay yollara başvurur. Oysa gerçekler, ne kadar kaçınırsak kaçınalım, eninde sonunda ortaya çıkar. Bu konuda Charles Bukowski diyor ki;

“ Bazı gerçeklerle yüzleşmek, can acıtsa da, hayatınızı ipten alır.”

Düşünsenize; kusurlarıyla yüzleşebilen; siyasetçiler, yöneticiler, sanatçılar, devlet adamları, anne_ babalar, eğitimciler, kısacası üzerine sorumluluk düşenler, daha çok sayıda olsaydı eğer; dünya daha güzel, daha huzurlu bir yer olmaz mıydı insanlık için? Ama ne yazık ki, çoğu insan, kusurlarıyla yüzleşebilme ve kendini düzeltme cesaretini gösteremiyor. Dahası; kendisine ayna tutacak olan, insanları da dinlemiyor.

“ Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder de, kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez…” diyor Tolstoy.

Tuhaf ama, öyle şeyler yaşarız, öyle olaylara şahit oluruz ki; sorumlu olduğunu düşündüğümüz bazı insanlarla yüzleşmek zorunda kalırız.

Bazıları utanır, fakat bazıları zeytinyağı gibi üste çıkar. İnsanı haklıyken, haksız duruma düşürürler. Özeleştiri ve yüzleşme yapmayan bu tiplerle bir sonuç almak olanaksızdır!

Tıpkı George Bernard Shaw’ ın dediği gibi:

“ Bazı insanlarla yüzleşmek zordur, haksız çıkarsın. Çünkü onların galip gelecekleri ikinci bir yüzleri daha vardır.”