Bu bayram; yoksul evlerin bayramsız çocuklarını, yine yalnız, yine hüzünlü, yine öksüz bıraktı! Bütün bayramlıklar, bütün tatlılar, şekerlemeler, bütün bayram harçlıkları ve bütün güzel oyuncaklar, pahalı diye alınamadı ve bir daha hiç yaşanmayacak çocukluğun, hiç yaşanmayacak, başka bir baharına kaldı!
Artık anlaşılıyor ki; küreselleşme, dünyadaki yoksulluğu arttırıyor! Ve yoksulluk en çok çocukları vuruyor!
Dahası, Dünya Bankası raporlarına göre, dünya nüfusunun beşte biri, Uluslararası yoksulluk sınırlarının altında yaşıyor! Türkiye’de de giderek artan gelir eşitsizliği ve işsizlik sonucu, yoksulların sayısı artıyor!
Çoğalan yoksul evlerin çocuklarının dramı da böyle başlıyor! UNİCEF’in yayınladığı “ Dünya Çocuklarının Durumu” raporu;
“Yoksulluğun pençeleri bir aileye uzandığında, bundan en çok etkilenen, en çok zarar görenler; yaşama, gelişme ve büyüme hakları riske atılanlar, o ailenin en küçük üyeleridir. Günümüzde, gelişmekte olan ülkelerde doğan her 10 çocuktan 4’ü, aşırı yoksulluk içindeki bir dünyaya gelmektedir. Çocuk haklarının yaygın biçimde ihlali de, temelde yine yoksulluktan kaynaklanmaktadır.” Diyor. Ve bu rapor, hatırlatayım diye söylüyorum, bütün dünyada ekonomileri sarsan Covid 19 salgınından önce yayınlanmıştı! Şimdiki durumda bu rakamlar ve yoksul çocukların sayısı çok daha fazladır sanırım! Oysa uzmanlar; küresel gelirin sadece yüzde biriyle, “çocuk yoksulluğu”nun bitirilebileceğini söylüyorlar!
Ülkeler, silahlara yatırım yapacağına, dünyadaki çocuk yoksulluğunu sona erdirecek düzenlemelere yatırım yapsınlar! Çocuklar, insanlığın geleceği değil mi?
Çok acı ama yoksulluğun en doğrudan sonucu açlıktır ve açlık, insanlar için, hele hele çocuklar için, gerçek bir şiddettir! Aslında bütün canlılar için öyledir ne yazık ki! Unutmayın dünyayı, aç çocukların çığlıkları bitirecek!
Tam da bu nedenle, en önemli açlık nedeni olan yoksulluğu, Mahatma Gandhi:
“ Yoksulluk, şiddetin en kötü şeklidir” diye tanımlamıştır!
Yoksul evlerin çocuklarının tek sorunu değildir açlık! Aile içi huzursuzluk ve şiddet, toplum dışına itilmişlik, yaşıtları oyun oynarken, çalışmaya zorlanmak, sağlık, eğitim ve temizlikten yoksun bırakılma, sevgisizlik ve ilgiden yoksun kalma, özgüven ve öz saygıyı yitirme gibi pek çok yoksunluğu da yaşar bu çocuklar!
Eğer, bütün çocuklara her günü bayram olarak yaşatamıyorsak, bu bayram da biraz buruk, biraz da hüzünlü geçecek bizler için. Herkesin, ama en çok çocukların, yüzünün güldüğü bayramlara ulaşmak dileğiyle, bayramınız kutlu olsun!