Seçimler bitti ve açık söylemek gerekirse, yenilgiyle yüzleşmek, yenilginin hesabını vermek gerek! Eğer gerçek anlamda bir özeleştiri yapılmazsa; bu yenilgilerin sonu gelmeyecektir! Sözüm hem millet İttifakı bileşenlerine, hem de ana muhalefet partisi CHP’ye. Hatta asıl CHP’ye.
“Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp, farklı bir sonuç almayı ummaktır” der, Albert Einstein.
Öyleyse, artık yapılacak en doğru şey; “değişim”dir. Eğer defalarca yenilmiş bir liderseniz, o partide yerinizi, gençlere bırakacaksınız. Gerçeği konuşmak gerekirse, hiç de eşit şartlarda yarışmadınız, koşullarınız zordu ama, siz zaten bunları bilerek ve kabul ederek bu yarışa girdiniz! Elinizden geleni yaptınız, çok çalıştınız evet, ama olmadı, başaramadınız işte!
Size oy veren seçmenlerin de artık başarısızlığa tahammülü kalmadı!
Bütün iyi niyetinize rağmen; Eğer insanların umutlarını kırıyor, onlara özlemle bekledikleri seçim zaferlerini kazandıramıyorsanız, yerinizi, kazanma ihtimali olanlara terk edeceksiniz! Koltuklar, kimseye baki değildir. Bazen bırakmasını da bilmek gerekir. Olmuyorsa, olmuyordur, ısrar etmeyin artık!
Eleştirilere gelince;
Atatürk’ün kurduğu partide, masa başı kararlarıyla, halkta karşılığı olanlar yerine, çoğu kez, başkaları milletvekili adayı yapılmışsa, parti içi demokrasi işletilmemişse, bir ilde en çok oy alan milletvekili bile, bir daha aday seçilmemişse ( Antalya’ da Dr. Niyazi Nefi Kara örneği var mesela) dahası; ittifak olmak için, başka partilere çok sayıda milletvekili kontenjanı verilmişse, bu yüzden partinin milletvekili sayısı düşmüşse, kadın milletvekili sayısı CHP’ye yakışmayacak kadar azsa, başkan adayını seçmek için milletin fikri sorulmamış ve 6’lı masadaki parti liderleri aday belirlemişse, üstelik hem mecliste, hem de başkanlıkta yenilgi yaşanmışsa; bir bedel ödenmeli, hesap verilmeli öyle değil mi?
Ülkede hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk, deprem yıkımı ve ağır bir göçmen sorunu varken, üstelik 21 yıldır bu sorunlarla yıpranmış bir iktidar rakibinizken; muhalefet olarak hala seçim kaybediyorsanız, artık yenilgiyle yüzleşmeli, özeleştiri yapmalı ve değişime fırsat vermelisiniz.
“Zaferlerin babaları çoktur, yenilgilerin ise hemen hiç yoktur” diyen Julius Caesar haklıdır.
Artık yenilgiyi kabul edin. Elinizden geleni yaptınız belki ama, olmadı. “Evdeki hesap çarşıya uymadı.” Unutmayın, değişim; kırılan umutları da tazeleyecektir. Şimdi gençlerin önünü açma zamanı.