Yeni bir yıla giriyoruz ama, hiç tadımız yok! Pahalılıktan, yokluktan, yoksulluktan yana dertli olan bunca insanın karnı açken; mutlu ve sağlıklı olması için söylenen yeni yıl dilekleri de, ne kadar yapmacık geliyor insana değil mi? Oysa yeni yıl, güzel donatılmış aile sofralarında, mütevazi televizyon eğlenceleri ile ya da tombala oyunlarıyla kutlanırdı çoğumuzun çocukluğunda. Oysa şimdi kimsenin ağzının tadı yok ne yazık ki!
Yok eğer yine de eski mutlu günlerdeki gibi küçük mutluluklar ve güzel sofralar, yaratmak istiyorsanız o gece için, şimdiden planlamalar yapın derim. Ama o kısıtlı alışverişlerde bile dikkatli olun! Çünkü her türlü yiyecek ve içeceğin sahtesini üreten ve piyasaya süren sahtekarlar türedi!
Yeterince kontrol ve ceza uygulanmadığı için de, toplum sağlığına zarar veriyorlar! Düşünsenize, sahte bal, sahte peynir sahte yağ bile ürettiler! Sütsüz peynir ve arının üretmediği sahte ballar var piyasada satılan. Tabii sahte zeytinyağlar, sahte içkiler ve daha kim bilir neler?
Bilmem siz de pek çokları gibi ülkemizin katıksız ve güzel yöresel lezzetlerini arıyor musunuz?
Ben bu yılbaşı için ve sevdiklerime güzel bir sofra kurmak amacıyla biraz araştırdım. İyi ki araştırmışım; Genç bir kadın girişimciyi; Portakal çiçeği bulvarında Yöremar işletmesinin sahibi Müge Kolcuoğlu’nu tanıdım. Antalya da 7 yıl önce yöresel ürünleri Türkiye’nin her bölgesinden getiren bir market açmış. Yöremar adıyla işlettiği bu markette, ne ararsanız var. Çok ciddi bir organizasyon ve titiz bir çalışmayla, Türkiye’nin her köşesindeki esnaflarla, artık tadını bile unuttuğumuz en değerli yöresel ürünleri Antalya’mızla buluşturuyor. Bu genç kadın girişimci Akdeniz Üniversitesi İşletme mezunuymuş. İngiltere’de de dil eğitimi görmüş.
Böyle gençlerin önü açılmalı ve yöresel ürünlerin tanıtımı yurt genelinde yapılmalıdır. Kendi işini ciddiye alan ve Anadolu esnafını da ürettiği ürünlerle bütün ülkeyle buluşturan, onlara da kazandıran Müge’yi tanımak, beni gençler konusunda da umutlandırdı.
Bu arada bir küçük sır da vereyim, ev yapımı ürünleri de sipariş üzerine yapıyorlarmış! Ben de sarma ve çiğ böreği onlardan alıp, sofraya koymayı düşünüyorum. Ayrıca glütensiz ürünler de hazırlıyorlarmış.
Şarküteri, baharat, bakliyat, bitki çayları, zeytin, zeytinyağı, tereyağ, kuru yemiş ve peynirleri görünce her yöremizin değerlerini yeniden hatırlattı bana. En azından güvenilir ve ağız tadıyla bir yılbaşı sofrası deneyimleriz eski günlerdeki gibi diye düşündüm.
Beslenme konusu yeni yılda da bir sürü problemi beraberinde getirecek gibi görünüyor! Uzmanlar iyi beslenemeyen çocuklarımızda boy kısalığı ve gelişme bozukluklarının arttığını söylüyor! Sağlıksız ve hileli ürünlerin de pek çok hastalığa yol açtığı bir sır değil zaten!
Yeni yılda ağız tadı ve sağlık diliyorum herkese…