Yazıma MHP’nin resmi internet sitesinde Başbuğ’un Hayatı’nın anlatıldığı bölümden bir paragrafı alıntılayarak başlamak istiyorum:
‘’Yıl 1944. 3 Mayıs.. Ankara'da eski tabirle bir nümayiş yani gösteri veya yürüyüş vardır. Türk'ün, Türklüğün ölmediğini, ölmeyeceğini ve yükselen Türkçülük bayrağının bir daha hiçbir şekilde inmeyeceğini gösteriyorlar. Hem dosta hem düşmana... Hem devlet hizmetindeki gafillere hem de yurda sızmaya çalışan hainlere! Asya bozkırlarında yaratılan bozkurt soyluların bozkurt torunlarının, bir kaç çakalın günü birlik menfaatleri için göz yumdukları kızıl yılanın farkında ve onun başını ezme azminde olduklarını gösterirler… Genç Üsteğmen Alparslan Türkeş’te bunlar arasındadır… "Vatan Hainliği" suçlamasıyla sorgulayan mesnetsiz Savcıya "Diğer sanıklar gibi bana da vatan hainliği isnat edilmiştir. Bunu şiddetle redderim. Ben yeryüzünde her şeyden çok milletimi ve vatanimi severim diye haykırır.’’
BAŞBUĞ Alparslan TÜRKEŞ.. Avşar Obalarından Koyunoğlu Ailesi’nin bir ferdi olarak 1917 yılında dünyaya geldi. 80 yıllık hayatı mücadelelerle, çilelerle geçti.. Yargılandı, zindanlara atıldı.. Sürgünlere gönderildi ancak hiçbir zaman teröristlerden medet ummadı! Türk Devleti’nin şanını, Asil Milletinin kanını hiçbir zaman ayaklar altına aldırmadı. Yaşasaydı sağcı-solcu ayırımı yapmaksızın tüm vatan evlatlarını aynı şefkatle kucaklardı eminim.. 12 Eylül ihtilalinden yıllar sonra MHP’nin başına tekrar geçtiğinde sağcı-solcu kardeş kavgası, mezhep çatışmaları bitmiş bu kez kanlı terör örgütünün acımasız bebek katliamları başlamıştı.
İşte o yıllarda..
8 Kasım 1993 tarihinde M.Ali Birand’ın sunduğu Çapraz Ateş programına katılan MHP Lideri Alparslan TÜRKEŞ, DEP Şırnak Milletvekili Orhan DOĞAN’a hitaben PKK terörü konusunda sert ifadelerle net mesajlar vermişti : ‘’…Türkiye’yi parçalatmayacağız. Buna kararlıyız, bunu iyi anlayın. Kan dökmek gerekirse, vatanımızın bütünlüğü için kan da dökeriz. Devletimizi ayakta tutmak için canımızı da feda ederiz. Ondan haberiniz olsun. Yanlış yoldasınız, kendinizi düzeltin. Eğer o yolda devam edecekseniz Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni terk edin. Kınamakla değil, PKK’yı yok edeceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi bana görev versin, bir yıl içerisinde bu terörü kökünden kazırım…’’
TÜRKEŞ, 4 Nisan 1997’de vefat etti…
Başbuğ’dan sonra MHP Genel Başkanlığına gelen Devlet Bahçeli, 27 yıldır aralıksız bu görevi sürdürmektedir. 2016 yılına kadar AKP politikalarına karşı çok keskin muhalefette bulunan, seçim meydanlarından terörist başının asılması için yağlı urganlar fırlatan Bahçeli, kimilerine göre son 8 yıldır iktidarın yancısı, kimilerine göre kurtarıcısı haline gelmiştir. Bugüne kadar yaptığı ilginç çıkışlarla tanınan Bahçeli, son olarak terörist başına çağrıda bulunarak “Tecridi kaldırılırsa gelsin, TBMM’de konuşsun, terörün tamamen bittiğini haykırsın. Bu kararlılığı gösterirse umut hakkından yararlanmasının önü ardına kadar açılsın” ifadelerini kullanmıştı!
Heyhat.. Nereden nereye!
Devlet Bahçeli’nin bu ilginç, ilginç olduğu kadar da anlamı muamma açıklamasına en sert tepki Rahmetli Alparslan TÜRKEŞ’in Kızı, İYİ PARTİ Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş ve İYİ PARTİ Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’ndan geldi. Ayyüce Türkeş ;“Kulaklarıma inanamadım… Bebek katili, terörist başını meclise davet edip konuşma yapmasını isteyen ve umut hakkından yararlansın diyen Devlet Bahçeli’yi kınıyorum. Kimse Başbuğ Alparslan Türkeş’in koltuğunda oturup teröre yandaşlık yapamaz.. TBMM’de yeteri kadar terörist varken birde onların ele başını meclise sokmak kimsenin haddi değildir. Nokta..” ifadelerini kullanırken, Müsavat Dervişoğlu ;’’ Atatürk’ün kurduğu meclisin kürsüsünden, terörist başı ve yardakçıları değil, ancak ve ancak Mustafa Kemal’in mirasçıları konuşabilir. Bu ülkenin geleceğini, milletin istikbalini, devletin bekasını Devlet Bahçeli'ye karşı savunacak olmak rüyamda bile görebileceğim bir şey değil.. Bizim cesetlerimizi çiğnemeden bu cani başı bu Meclis'e giremez!’’ diyordu..
Ben biraz farklı açıdan yaklaşıyorum bu akıl almaz çağrıya.. Bahçeli, 76 yaşında.. Hiç evlenmemiş ve evladı da yok.. Kendi yaşam tercihi bu yönde olmuştur. Diyelim ki; Devlet Bey, notere giderek mal varlığını bir Kuruma veya bir şahsa bağışlamak istese, akli melekelerinin yerinde olup olmadığını anlamak için Doktor Raporu istenebilir.. Ancak; GAZİ MECLİS’in manevi mirasını eli kanlı bir terörist başına kirletmek istediğinde hiçbir rapor almasına gerek duyulmuyor! Meydanı rahat bulmuş, kendince tarihe geçecek beylik laflar etmektedir!
MHP’nin Ebedi/Manevi Genel Başkanı BAŞBUĞ Alparslan TÜRKEŞ biran olsun kabrinden kalkıp bu hezeyanları dinleseydi ne derdi biliyor musunuz? Bence şunu derdi : ‘’VAKİT TAMAM! Yeter artık pılını pırtını topla!.. Gidiyorsun Bahçeli!’’
O halde; bir kez daha duyuralım Sayın Bahçeli’ye; şayet ömrünüz kafi gelirse en fazla 3-4 yıl daha o koltukta oturacaksınız... Sonrasında; Aziz Milletimizin iradesiyle siyasi tarihimizin tozlu sayfalarında pekte iyi anılmadan hak ettiğiniz yeri alacaksınız..
VAKİT TAMAM! Gideceksiniz! Her Faninin Gittiği Gibi…