Lise 3. sınıfta okuyan Kızım, son günlerde Ülkemizde yaşanan gelişmeler karşısında duygu ve düşüncelerini kâğıda dökmüş...Gençlerimizin umudunun kırılmaması, geleceğe daha umutla bakabilmesinin sağlanması; başta Ülkemizi idare edenler olmak üzere hepimizin temel görevidir. Gençlik, geleceğimizdir... Söylediklerine kulak vermek, onları dinlemek, anlamak zorundayız!
……..
Bugün köşemi Sevgili Kızım Hülya Nil’e bırakıyorum. 16 yaşında, bu kadar sosyo-ekonomik sorunların yaşandığı bir ülkede geleceğini şekillendirebilmek için gece gündüz ders çalışan, hayata umutla bakabilmek adına bu yaşta mücadele eden bir genç O... Bakalım, Hülya Nil’in penceresinden nasıl görünüyor Türkiye Tablosu?
…….
YARINLARIN KORKUSU...
‘’Ben 16 yaşında, Vatanına, Milletine aşık bir öğrenciyim ve ülkemi de çok seviyor gelenek ve göreneklerime elimden geldiğince sahip çıkmaya çalışıyorum.Aslında nereden başlayacağımı pek bilmiyorum çünkü, söylenecek o kadar fazla söz var ki eğer bunları açık açık söylersem başıma neler gelecek bilmiyorum? Yarın uyandığımda nasıl bir gündem ile karşılacağımı bilemiyorum. Şu an bir tek ben değil tüm Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları diken üstünde. Ben yaşıtlarım gibi hiçbir zaman ülkemi terk edeyim, yurtdışında okuyayım gibi hayaller kurmadım çünkü topraklarımız o kadar değerli ki bu bastığımız topraklarda kaç bin kişinin kanı var! (Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı. Düşün altında binlerce kefensiz yatanı)
Bu topraklar kolay kazanılmadı... Z kuşağı olarak niyetimizde kolay kolay sattırmak değil açıkçası. Ama şu an ülkede demokrasi, eşitlik, adalet kavramları sadece sözcükten ibaret. Aslında demokrasi dediğimiz şey adaleti de eşitliği de kapsıyor. Demokrasi olmayan bir ülkede ne eşitlik olur ne adalet!
Peki size sormak istiyorum İstanbul Üniversitesi kuruluşu 1453’lere dayanan çok başarılı mezunlar veren, Türkiye’nin sayılı Üniversitelerinden bir tanesi. Tek bir kişinin lafıyla köklü bir okulun adılını lekelemek? Bu ülkede herkes üniversiteye gidebilir, okuyabilir, mezun olabilir. Ama böyle köklü okullardan mezun olup 30-35 sene sonra elimden diplomamın alınmayacağının garantisini kimse bana veremez? Konuyu olabildiğince siyasetten uzak tutmaya çalışıyorum çünkü bu bir siyaset konusu değildir. Bu bir halk konusudur, gelecek konusudur. Sayın Cumhurbaşkanımız madem bu kadar eşitliğe önem veriyorsa kadın erkek hakları konusunda da daha eşit ve adaletli davransaydı.
Umarım biz Türkiye’nin parlak gençleri Türkiye’nin gelecekleri olarak her sabah daha kötü bir güne uyanmaktansa her sabah mutlu, işini layığı ile yapan Bayrağına, Marşına, Geçmişine en önemlisi Atasına sahip çıkan gençler olarak daha iyi günlere merhaba diyebiliriz.’’
Yarınların Korkusu olmadan!
DERKENAR
M.Şükrü MISIRLI