TBMM’de 21 Ocak 2017 tarihinde kabul edilen 6771 sayılı Anayasa değişikliği yasası 16 Nisan 2017’de halk oylamasına sunulmuş ve seçmenlerin yüzde 51.41’inden ‘Evet’ oyu alarak yasalaşmıştı.
Yapılan Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı Hükumet sistemine geçilmiş ve Cumhurbaşkanı seçilebilmek için salt çoğunluk olan 50+1 zorunluluğu kabul edilmişti. İktidar partisinin belki de o günlerde değiştirmeyi unuttuğu bir madde aynen kalmıştı Anayasa’da.
101. Maddeye göre; ‘’Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir’’ Bunun sadece bir istisnası var; o da Madde - 116’da tanımlanmış:
‘’Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir’’
Mevcut Cumhurbaşkanı’nın yeniden aday olabilmesi bu madde hükümlerine göre sadece erken seçim kararı alınmasıyla mümkündür.
Hal böyle iken, Ana Muhalefet Partisi adayını belirlemek için kolları şimdiden sıvamış durumda! Erken Seçim’in adayı erkenden açıklanır gibi bir yanılgının içine düşmüşler… Erken seçim yapılacak mı, yapılmayacak mı buna karar verecek olan sadece ve sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.
Yahu arkadaş, ortada fol yok, yumurta yok... Bu telaşınız nedendir?
Erken seçimle ilgili görüş ve taleplerinizi her gün bıkmadan ve usanmadan Meclis’te, sivil toplum kuruluşu platformlarında, ziyaret ettiğiniz il ve ilçelerde dile getirsenize!
Aslında Sayın Cumhurbaşkanı çok akıllı ve siyasi konjonktürü istediği gibi dizayn etme kabiliyetinde olan bir siyasetçidir. Ülke 2017 referandumuyla iki kutuplu bir siyasi oluşuma evrilmiş bulunmaktadır. İktidar partisi başta olmak üzere hiçbir siyasi partinin kendi adayını tek başına seçtirmesi mümkün müdür bu sistemde? Elbette hayır… Bunu gayet net bilen Sayın Cumhurbaşkanı, Ana Muhalefetin boş beleş siyasi hamlelerini keyifle izlemektedir bence!
Ülkenin iki kutuplu siyasi düzene getirildiği günümüzde Muhalefete düşen; partiler arası diyalog ve ortak aday belirleme stratejisini geliştirmektir.
Hal böyle iken Ana Muhalefet Partisi erken seçim talebiyle, parti içi temayül yoklaması yaparak Cumhurbaşkanı adayını belirleme muhalefetteki diğer siyasi partilere bunu dayatma anlayışındadır.
Hatırlayın lütfen...
2014’de Ekmeleddin İhsanoğlu, 2018’de Muharrem İnce,2023’de Kemal Kılıçdaroğlu muhalefetin ortak adayı olarak belirlendi ve dayatıldı millete...
Sonuç ortada!
Muhalefetteki siyasi partilerin ortak konsensüs sağlamadığı hiçbir adayın bu sistemde yarışı kazanması mümkün değildir.
Cumhuriyeti kuran ve toplumsal muhalefetin en önemli temsilcisi olan Ana Muhalefet Partisi’nin önceliği ‘Erken seçim’ olduğu kadar yapılacak ilk seçimde ortak paydayı sağlayacak ve seçilmesi kesin olacak adayın belirlenmesi olmalıdır.
Yoksa; her zamanki gibi sizler çalar, sizler oynarsınız!
Olan da; hak, hukuk, adalet arayışında olan, ekonomik sıkıntılardan beli bükülen milyonlarca insana olur ve Anayasa’nın 101. Maddesinde ne yazarsa yazsın değiştirilmesi için mücadele edilen düzen devam eder...
Bizler de ortaya çıkacak tabloya göre; ‘eski hamam, eski tas’’ der dururuz!
Son pişmanlığın fayda etmediğini ne zaman idrak edeceğiz söyler misiniz?