1971 yılında kurulan TÜSİAD, Türkiye’nin önde gelen iş dünyası yöneticilerinin oluşturduğu gönüllü bir sivil toplum kuruluşudur. Ülkemizde büyük ölçekli iş yapan 4500’e yakın şirketin üye olduğu TÜSİAD, kamu ve tarım sektörü hariç kayıtlı istihdamın yüzde 50’sini sağlamaktadır. Kurumlar Vergisinin yüzde 80’ini ödeyen TÜSİAD, Kamu dışı milli gelirin de yüzde 50’sini oluşturmaktadır.
Yani, 85 Milyonluk ülkemizin istihdam, üretim, ihracat, vergi ve milli gelirinin çok önemli kısmı TÜSİAD bünyesinde yer alan İş İnsanlarımızın işletmeleri vasıtasıyla gerçekleşmektedir.
Önceki gün yapılan Genel Kurul toplantısında TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, manifesto niteliğinde bir konuşma yaptı... Ülke olarak moralimizin bozuk olduğunu, güven bunalımı yaşadığımızı ifade etti.
Depremlerde kaybettiğimiz canların, yangınlarda diri diri yanan vatandaşlarımızın, maden facialarında hayatını kaybeden emekçilerimizin ihmaller ve denetimsizlikler neticesinde hayattan koparıldığından ve tüm bu hadiseler sonrasında yetkin olmayan sorumluların herhangi bir bedel ödemediğinden dem vurdu TÜSİAD Başkanı.
Dahası da var!
Teğmenlerin ihracından tutunda görevden alınan Belediye Başkanlarına, zindanlara atılan Siyasi Parti liderine, gazetecilerin gözaltına alınmasına göndermeler yaptı!
Üstüne üstlük; İnandığımız doğruları bıkmadan usanmadan dile getireceğiz. "Söylesek de hiçbir şey değişmiyor" zihniyetine kapılamayız dedi Ömer Aras!
Bu konuşmanın medyada yer alması ile birlikte malum basın kuruluşları TÜSİAD’ın vesayet özlemi çektiğini ve haddini aştığını, önce kendi sicilini temizlemesi gerektiğini, baronların ihanet peşinde olduğunu bildiren manşetler attı!
Yetmedi..
İktidar Partisinin sözcüsü sosyal medya paylaşımında ; ‘’TÜSİAD yönetimi, bu ülkede demokrasi mücadelesi verenlerin 'güven bunalımı' deyince ilk aklına gelenlerden birinin neden TÜSİAD'ın yaklaşımları olduğu ile yüzleşmelidir. TÜSİAD, demokrasi konusundaki kötü sicilini geride bırakmak için çaba göstermelidir’’ ifadelerini kullanarak TÜSİAD’ı ikaz etti.
El-Hak, haklıdırlar!
Bu ülkede; sosyal, siyasal ve ekonomik sorunların dillendirilmesi, toplumun temel meseleleri hakkında görüş bildirilmesi suç sayılmalı ve yasaklanmalıdır... Hatta ve hatta bu suçu işleyenler toplumda kin ve nefrete sebep olduklarından ‘Terörist’ ilan edilmelidir!
Bence; kısa bir süre önce yasalaşan 7539 sayılı kanunun 7. Maddesi kapsamında TÜSİAD’a üye tüm işletmelere kayyım atanmalı, Türkiye’nin en önemli ekonomik sivil toplum kuruluşu olan TÜSİAD kapatılmalıdır!
Dahası…
Muhalefet Partileri kapatılmalı, özgür basın susturulmalı, fikir ve ifade hürriyeti yasaklanmalı, ülke sorunları hakkında hiç kimse konuşmamalıdır!
B’anayasal olan sana yasak olmalıdır!
Çünkü; toplumda yanlış algı oluşturmaya çalışan TÜSİAD ve benzeri oluşumlar ‘Adalet’ ve ‘Kalkınma’ ya sekte vurmaktadır!
Ey halkım; Konuşma!
Konuştukça sıra sana gelecek; Unutma!
TÜSİAD’ı kapatın!
M. Şükrü Mısırlı
Yorumlar