Yoksulluk ve işsizlik artığı sürece, ekonomik büyümenin eşitsiz dağılımı, üretimdeki yavaşlama ve küresel ekonomik dalgalanmalar gibi çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle Ülkemiz de vatandaşın dürte üçü doğrudan doğruya etkileniyor.

Belediye başkanlarının tutuklanması ve kayyum atamaları ise, yerel yönetimlerin bağımsızlığının ortadan kaldırılması ve siyasi iktidarın yerel yönetimlere müdahalesi olarak değerlendirilir,

Yolsuzluk, haksızlık hatta terör örgütüne yataklık ve maddi kaynak aktarılması dail bir problem itimali, kanıtı varsa ancak mahkeme tarafından karar verildikten sonra tutuklanmalıdır.

İfade özgürlüğü ve demokrasi haklarının kısıtlanması gibi konular ise, hukukun üstünlüğünün zayıflaması, yargının bağımsızlığının sorgulanması ve siyasi baskıların artması gibi sorunların bir göstergesine sebep teşkil eder. Bugün ülkemiz de ki gazetecilerin mahkeme kararı olmaksızın gözaltına alınmaları, tutuklanmaları halk arasında hukuksuzluk olarak değerlediriliyor.

Bu sorunların potansiyel sonuçları ve geleceğe dair bazı proplemleri beraber yarata bilir.

Şöyle ki;

Toplumsal huzursuzluğun artması: Ekonomik sıkıntılar, siyasi kutuplaşma ve temel hakların kısıtlanması, toplumda hoşnutsuzluğa ve protestolara yol açabilir. 

Yabancı yatırımların azalması: Siyasi istikrarsızlık, hukukun belirsizliği ve temel hakların kısıtlanması, yabancı yatırımcıları Türkiye'den uzaklaştırabilir.

Uluslararası ilişkilerin gerginleşmesi: İnsan hakları ihlalleri ve demokratik ilkelerden uzaklaşma, Türkiye'nin uluslararası alandaki imajını zedeler ve diğer ülkelerle ilişkilerini zorlaştırabilir.

Ekonomik büyümenin yavaşlaması: Siyasi istikrarsızlık, hukukun belirsizliği ve temel hakların kısıtlanması, uzun vadede ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir.

Peki, bu durumun değişmesi için neler yapılmalı?

Demokratik ilkelerin güçlendirilmesi: İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, toplanma ve gösteri yapma özgürlüğü gibi temel hakların güvence altına alınması ve yargının bağımsızlığının sağlanması gerekmektedir.

Ekonomik eşitsizliğin azaltılması: Gelir dağılımının iyileştirilmesi, istihdamın artırılması ve sosyal devlet ilkesinin güçlendirilmesi önemlidir.

Yerel yönetimlerin özerkliğinin sağlanması: Belediye başkanlarının seçilerek göreve gelmesi ve yerel yönetimlerin merkezi hükümete bağımlı olmadan karar alması gerekmektedir.

Şeffaflık ve hesap verebilirliğin artırılması: Kamu kaynaklarının etkin kullanılması, yolsuzlukla mücadele ve kamuoyunun bilgilendirilmesi önemlidir.

Sivil toplum kuruluşlarının güçlendirilmesi: Sivil toplum kuruluşlarının demokratik süreçlere katılımının sağlanması ve çalışmalarının desteklenmesi gerekmektedir.

Bu nedenler:

Türkiye'nin yaşadığı sorunlar, demokratik ilkelerden uzaklaşmanın ve temel hakların kısıtlanmasının bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durumun değişmesi için tüm toplumun ortak bir çaba göstermesi ve demokratik değerlere bağlı kalınması gerekli ve zaruridir.