Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ‘proje okulu’ olarak tanımlanan liselere yeni öğretmen atamaları gerçekleştirirken Türkiye'nin birçok ilinde çok sayıda lise öğretmen açığa alındı. Antalya'da bulunan Antalya Anadolu Lisesi'nin de öğretmenleri görevinden uzaklaştırıldı. Antalya Anadolu Lisesi'nde görevinden uzaklaştırılan öğretmenler için yoğun katılımlı bir eylem düzenlendi.
Görevinden edilen öğretmenler için Antalya Anadolu Lisesi öğrencileri, mezunları ve velileri protesto yürüyüşü gerçekleştirdi. Eyleme, CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, CHP Muratpaşa İlçe Başkanı Can Okan Kıran, CHP Konyaaltı İlçe Başkanı Demet Gündüz, Antalya Barosu Başkanı Av. Ali Çağdaş Bozaner, Baro Genel Sekreteri Av. Çevik Köken, TÜKD Genel Merkez Yöneticisi Songül Başkaya, Eski Baro Başkanı Polat Balkan, Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar, Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, Eski Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, DİSK Akdeniz Bölge Temsilcisi Vedat Küçük, TİP MYK üyesi Yunus Başaran, Veli-Der Antalya Şube Başkanı Tülin Koç, siyasi parti yöneticileri ve Antalya Anadolu Lisesi mezunları da destek verdi.
Öğretmenlere Destek
Okul önünde başlayan eylemde öğrenciler ellerinde dövizlerle okul bahçesinde yürüyüş gerçekleştirdi. Lisenin bahçesinde pankart açan öğrenciler hep birlikte, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz", "Artık hukuk, adalet", "Baskıyla Terbiye Olmaz 37 Korkmuyor" sloganları attı.
Öte yandan Antalya Anadolu Lisesi Müdürü Şükrü Kılıç, pankartın okul bahçesine girişini engellemeye çalıştı.
"Laik ve Bilimsel Eğitimi Savunuyoruz"
“Son dönemde, eğitimin niteliksizleştirilmesine yönelik adımların en belirgin örneklerinden biri olarak değerlendirilen 'Proje Okulları'na yönelik uygulamalar, kamuoyunda ciddi tartışmalara yol açmıştır. Laik, bilimsel ve kamusal eğitim anlayışından uzaklaşan politikaların yalnızca müfredatla sınırlı kalmayıp eğitim kadrolarını da hedef aldığı bu uygulamalar, tüm imkanlara rağmen eğitim alanında istenen sonucun alınamadığının göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Eğitim politikaları, son yıllarda sıkça değişmiş; aynı yönetim döneminde dahi birbirine zıt uygulamalar hayata geçirilmiş ve bu durum, eğitim sistemini istikrarsız bir hale getirmiştir. Bazı teknolojik yeniliklerin ve fiziki iyileştirmelerin hayata geçirilmesi olumlu bir izlenim oluştursa da, eğitimin temelinde yer alması gereken bilimsel ve evrensel değerlerin ikinci plana atıldığı görülmektedir.Mevcut süreçte, ülkenin köklü ve saygın eğitim kurumlarında görev yapan eğitimcilerin yerine, belirli çevrelere yakın isimlerin görevlendirilmesi yönündeki iddialar kaygıları artırmaktadır. Atamalarda liyakat ve nesnel ölçütlerin dikkate alınmaması, kamuoyunda “ben yaptım oldu” anlayışının hâkim olduğu algısını pekiştirmektedir. Özellikle sadece proje okullarıyla sınırlı tutulan bu değişiklikler, eşitlik ve adalet ilkeleriyle örtüşmemektedir. Eğer bu uygulamaların temelinde iyi niyet varsa, atama süreçleri tüm eğitim kurumlarını kapsayacak şekilde, liyakat ve objektif kriterlere dayalı, tüm paydaşların katılımıyla hazırlanacak yeni bir yönetmelik çerçevesinde düzenlenebilir. Demokratik, laik, bilimsel ve kamusal eğitime önem veren tüm kişi ve kurumların, bu sürece sessiz kalmaması, yapıcı eleştiriler ve önerilerle sürece katkı sunması büyük önem taşımaktadır. Tüm bu gelişmeler, eğitim sistemimizin geleceği açısından ciddi soru işaretleri doğurmakta; nitelikli, adil ve evrensel değerler ışığında şekillenen bir eğitim anlayışının önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Eğitimde fırsat eşitliğini, çoğulcu, çağdaş, laik ve bilimsel yaklaşımı savunan bizler, Proje Okulları özelinde yaşanan bu olumsuz gidişata karşı sorumluluk hissediyor; daha şeffaf, katılımcı ve liyakat esaslı bir sürecin tesis edilmesini talep ediyoruz.”