14 Mart “Tıp Bayramı” hüzünlüydü. Aslında sağlık çalışanlarının bayram yapacak gücü de, nefesi de kalmadı. Kovid 19 yüzünden öyle yorgun, öyle bitkin kaldılar ki; ne evlerine ailelerine gidip moral bulabiliyorlar, ne de dinlenebiliyorlar! Yorgun savaşçılar onlar.

 

Başkent’te bulunan 100.Yıl Hastanesi’nde doktorlar; 14 Mart Tıp Bayramı etkinliklerinde Kovid 19 yüzünden ölen sağlıkçıları anmak için “ siyah önlük” giydiler. Havaya siyah balonlar salarak, ölen sağlık emekçilerine dikkat çektiler. “400’ ün üzerinde sağlık çalışanını şehit verdik!” Diyen sağlıkçıların hakkı ödenir mi? Ödenmemiş hakikaten! Oysa onlar için ne yapsak azdır.

 

En güçsüz, en zor anlarımızda, yaşam boyu onlara koştuk. Sevdiklerimiz hasta olduğunda onlara emanet ettik canlarımızı. Doktorumuz, hemşiremiz, hasta bakıcımız, diş hekimimiz, ebemiz, eczacımız, cankurtaran sürücümüz de dahil olmak üzere tüm sağlık personeli, hayatlarımıza dokunmadı mı hiç? Ama onlar özveriyle çalışırken, saldırıya uğradılar, şiddete maruz kaldılar, yine de küsmediler bize. Aynı özveriyle, virüsle ölümüne bir savaşa girdiler gözlerini kırpmadan, kimileri hasta oldu, öldü kimileri! Pes etmediler ama, vazgeçmediler! Toplum sağlığını korumak için, hep çalıştılar zor koşullarda. Bu yüzden de en yüksek maaşı hak ediyorlar bence. Canımız ve sevdiklerimizin canı, sağlığı, onlara emanet. Üstelik bir doktor, bir sağlıkçı ne büyük emeklerle yetişiyor biliyor musunuz? Onlar bizim kıymetlimiz. Her zaman da öyle olmalı!

 

“ Beni Türk hekimlerine emanet edin.” Diyen Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, onlara duyduğu güveni de ortaya koymuştu.

 

Bu hüzünlü geçen “Tıp Bayramı”n da; ülkemizin her köşesinde, insan yaşamının kutsallığından ödün vermeden, canı pahasına en zorlu koşullarda bile çalışan, sabırlı ve çalışkan tüm doktorlarımız ve tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkürlerimizi ve minnet duygularımızı iletmek istedim. Daha güzel günlerde, daha mutlu bayramlara ulaşmanızı diliyorum, gününüz kutlu olsun. Siz her şeyin en güzeline layıksınız. İyi ki varsınız!