Bütün haklı itirazlara hep şu söylenir: “ Şimdi zamanı değil! “ Bir şeyleri değiştirmek, yenilemek gerektiğinde ya da bir yanlışın vurgulanması, sorgulanması istendiğinde de, her şeyi çok iyi bildiklerini sananların cümlesi aynıdır: “ Şimdi zamanı değil! “
Sorunları ve çözümleri ertelemek, halının altına süpürmek ve düzeni sürdürmek için söylenen : “ Şimdi zamanı değil! “ uyarısına karşı sormak lazım: “ şimdi değilse, ne zaman? “ Ne zaman konuşulacak yanlışlar ve ne zaman düzeltilecek? Uygun zamana kim ya da kimler karar verecek?
Bir seçimden daha yenilgiyle çıkan muhalefet partileri yenilgiyle yüzleşip, özeleştiri yapmak yerine, birbirlerini suçlayarak işin içinden çıkmaya çalışıyorlar. Özellikle ana muhalefet partisi CHP’ nin başta genel başkanı olmak üzere yönetim kadrosu, seçmenin “ değişim” taleplerini ve öfkesini anlamamakta ısrar ediyorlar!
_ Eğer kurucu parti olan CHP kuruluş ilkelerine, altı ok’a ve özellikle laiklik ilkesine sahip çıkmazsa, ve partiyi sağa kaydırıp, savrulmasına neden olan kişiler partiden ve yönetimden uzaklaştırılmazsa, yani parti fabrika ayarlarına döndürülmezse, daha çok oy kaybeder!
_ Değişimi sürekli erteleyerek, yapılan yanlışlara itirazları “ şimdi sırası değil” deyip, kulak arkası eden parti yönetimi, kendi seçmenini küstürür!
_ Toplumla, sivil toplum örgütleriyle, umudu örgütleyemeyen, bir parti haline gelen CHP, gerçek anlamda da muhalefet yapamaz durumdadır! Çünkü muhalefet; twit atarak eleştirmek, rutin hapishane ziyaretleri yapmak ve haftada bir grup konuşması yaparak bağırıp çağırmak değildir. Aman oy kaybetmeyelim, aman küstürmeyelim diyerek, her telden çalmak, yapılan yanlışlara sessiz kalmak da değildir!
_ “Mütedeyyin seçmen, ulusalcılar gelir korkusuyla Erdoğan’a oy verdi.”diyen Kılıçdaroğlu’ nun bu teşhisi ve mütedeyyin seçmenin hassasiyetine verdiği önem, son derece gerçeklerden kopmuş bir söylemi çağrıştırmıyor mu size de? Bir kere kimsenin kimseden korkusu yok! Hele de mütedeyyinlerin hiç yok! Niye olsun ki? Kendi seçmeninin hassasiyetlerine hiç önem vermeyen ve onları “çantada keklik” gören bir anlayışta olan sayın genel başkan, olan biteni gerçekçi bir biçimde değerlendirmezse, parti daha çok oy kaybedecektir. Çünkü artık kimse çantada keklik değil!
_ Kendi seçmeninin rızasını almadan, onların oyuyla sağ partilere grup kurduracak sayılarda milletvekilliği hediye eden bir yönetim ve hala doğru yaptığına inanan, üstelik elde edilen sonucu başarılı bulduğunu söyleyen bir genel başkan, seçmenin duygularını, hayal kırıklığını ve öfkesini anlamamış demektir!
_ Seçmeni kendine oy vermeye mecbur sanan bu anlayış, “ bizden başka seçeneğiniz yok” tavrıyla, değişime direneceğini sanıyorsa, daha ağır yenilgilere de hazır olmalıdır! Değişimi ertelemek ve “şimdi sırası değil” demek, herkese kaybettirir! Şimdi tam da değişimin sırası ve zamanı!
Unutmayın; “ Ertelemek, yaşamı kaçırmaktır.” Diyen Windy Dryden haklıdır. Geciktirilmiş her karar, aynı zamanda ertelenmiş bir umuttur.