İstanbul’dan ilk geldiğimizde, buranın sakin trafiğine bayılmıştım. Şehrin büyüleyici güzelliği bir yana, trafik sakinliği de cezbetmişti hepimizi.

Ama yıllar geçtikçe, trafikteki o sakinlik bitti. Hele sabah ve akşam saatlerinde trafik öyle yoğun, öyle kalabalık oluyor ki; bazen bir yerden bir yere gitmek saatler sürüyor. Antalya’ da özellikle ana arterler tıkanınca, trafik kitlenip kalıyor! Tabii bir de yol bakım ve onarım çalışmaları yüzünden bazı yollar daha fazla araç yönlendirilmesiyle yoğunluk yaşıyor!

İnsanlar çoğu kez gideceği yere vaktinde varmak için, her ihtimali düşünerek, en az bir saat önceden yola çıkıyor! Tabii bu da ayrı bir yorgunluk. Çünkü yaşlısı var, hastası var, çocuklusu var, öğrencisi var, işe yetişmek zorunda olanı var, öyle kolay değil, yollarda saatlerce trafiğe takılmak. Keza akşamları da ayrı bir işkence oluyor eve dönüşler. Herkesin işten çıkış, okuldan çıkış saatleri çakıştığı için, trafik tam bir keşmekeş oluyor. Kısacası Antalya’ lının sabah ve akşam trafiğine takılması eziyete dönüşüyor! Üstelik, çekilir gibi değil!

Ama en kötüsü de, bin bir zorlukla alınmış hastane ve doktor randevularına yetişebilmek! Saatle verilen bu randevulara tam zamanında yetişebilmek için en az bir saat önceden yola koyulmak gerek!

Hele bir de kente önemli bir konuk gelmişse, trafik hemen kesiliyor, insanlar yollarda bekletiliyor, ne yazık ki kimse derdini anlatamıyor! Hastası olan, doğuma giden ya da sınavına yetişmek zorunda olan, resmen sinir savaşı veriyor! Kimse insanların hayatıyla oynamamalı, bu sorumsuzluğu yapmamalı! Dahası vatandaş böyle şeyleri yaşamamalı!

Trafik sorununu çözmek için; ana arterlerde daha çok belediye otobüsü çalıştırılsa, insanlar üst üste otobüslere doluşmadan rahatça yolculuk edebilse, kimse bu benzin pahalılığında özel aracıyla trafiğe çıkmaz. Ya da daha az çıkarlar. Herkesin aradığı, birazcık rahatlık ve huzur. Hiç değilse trafikte yolculuk eziyete dönmesin.