Bu bayram; ekmeğin 8 lira olduğu, dolar ve Euro’nun eşitlendiği, gıda enflasyonunun yüzde 93’ü aştığı, ( TÜİK Haziran ayı verilerine göre), açlık sınırının altında yaşayanların çoğaldığı, et, süt, sebze. meyve, yumurta ve peynire erişemeyenlerin arttığı, ev kiraları ve ev fiyatlarının uçtuğu, elektriğin zamlarla çarptığı, benzin ve mazotun alabildiğine arttığı bir bayram olduğu için, sevinçli ve mutlu bir bayram olmadı!

Öyle ki, çoğunlukla;

_ Çocuklar bayram harçlıklarını, bayramlıklarını alamadı!

_ Büyükler bu bayram çocuklarını sevindiremedi!

_ Bayram ziyaretlerinde adetten olan tatlılara erişilemedi!

_ Kurbanlıkları satın alacak babayiğitler azaldı!

_ Değil gezmeye gitmek, tatil yapmak; memleket ziyaretlerine bile gidilemedi! Gurbette olanlar yine sıla hasreti çekti! Yolculuk çok pahalı olmuştu çünkü!

E haliyle parasız bayram da böyle oluyor! Yokluk, yoksulluk içinde bile bir parça mutluluk bulanlar ise; sevdikleri yanlarında olanlar ve yarınlara dair umutlarını hala inatla içlerinde taşımaya devam edenler oldu.

Kısacası gelir dağılımındaki adaletsizlik; yani yüzde birlik bir dilimin, ulusal gelirin yüzde 55’ine sahip olması, geri kalanları da yoksullukta eşitlemiş oluyor! Bunu kim mi söylüyor?

Kanada’lı “kahin“ denilen araştırmacı _ yazar John Ralston Saul’un; “Küreselleşmenin Çöküşü” / Ayrıntı yayınları” kitabında Türkiye ile ilgili bölümde 2002’den 2016 ‘ya kadar ekonomi incelenmiş. 2002’ de Ulusal gelirin yüzde 36’sına sahip, yüzde birlik bir dilim varken, bu oran 2016’da yüzde birlik dilimin, Ulusal gelirin yüzde 55’ine sahip olması noktasına kadar gelmiş! Kitap 2018’ de yayımlanmış!

Eğer gelir dağılımındaki bu adaletsizlik düzeltilmezse, daha çok parasız bayramlar yaşarız! Mutlu, huzurlu, sevinçli, bolluk ve bereket dolu bayramlara erişmek dileğiyle, geçmiş bayramınızı kutluyorum.