Kendimizle kendimiz savaşırsak ancak kazanan kendimiz
olabiliriz.
Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim ki zihinlerde yer
etsin. Birey olarak hepimiz kendimiz dışında bir başka “şey” ile savaşmaktan
dünyayı neredeyse yaşanmaz hale getirdik ki başka gezegenlerde yaşamanın
planlarını yapıyoruz.
Modern dünyanın en büyük hatası, problemleri başka sorunlara
sebep olabilecek metotlarla çözmeye çalışmasıdır.
Daha fazla ürün için toprağı ilaçlayarak toprağın ölmesini,
kendi evlerimizi ısıtmak için iklim dengesini bozmayı, okuyabilmek için
ormanları yok etmeyi, bedenimizi ısıtmak için hayvanları katletmeyi, zengin
olmak için psikolojimizi bozmayı… Bunların hepsini biz yaptık. Bir yerden
yaparken diğer taraftan bozduk.
Şimdi de bir virüsten kurtulmak için aşıya bel bağlıyoruz.
Aşının metabolik uzun vade etkilerini bilmiyoruz. Bir de virüs değişti, yeni
virüsler gelecek…. Hadi metabolik hastalığımızı aşı ile çözdük. Peki ya; yoksulluk, sosyal buhranlar, psikolojik
çöküş ya da iklim değişikliği…
Bunların aşısı yok.
Depresyonun aşısı yok. Parçalanan
ailelerin aşısı yok. Kesilen
ağacın aşısı yok.
Dünyayı bu hale getiren canlılar olarak bozduklarımızı düzeltecek
ve düzeltmek zorunda olan da biziz. Bunu yaparken eskilerin deyimiyle kaş
yaparken göz çıkarmamak gerek. Küresel boyutta böylesine bir krizin çözümünün
uzun yıllar süreceği kesin.
O halde biz ne yapacağız?
Sosyal-psikoloji alanında bazı durumların çözünü ters
mantıkla işler. Ters mühendislik gibi. Yani çözüm çok basit, böylesine büyük küresel krizde bizler kendi
küçük dünyalarımıza dönerek bir süre küçülmeye
gitmeliyiz. Sosyal ortamımızı küçültmeli, beklenti ve hayallerimizi küçültmeli,
kendi ailemiz içerisinde kalmalıyız. Kendimize yatırım yapmalıyız. Unutmayalım
ki her kriz içerisinde bir fırsat barındırır. Bu kriz fırsata çevrilebilir.
Örneğin; almak istediğiniz eğitimleri alabilir, krizle
birlikte yükselişe geçen ekonomik alanlarda yatırımlar yapabilir, ailenizle
kaliteli zaman geçirerek ilişkilerinizi düzeltebilirsiniz.
Bir savaş olacaksa kendimizle
bir savaşa girmeliyiz. Böyle bir savaş, kaybedenin olmadığı bir savaştır.
İnsanoğlu kendisi dışında girdiği her savaşı kaybeder. Bu durumu kavradığımız ölçüde
fiziksel, mental ve sosyal olarak sağlıklı olabiliyoruz.
Dünya her yönüyle değişiyor.
Ne olacak
şimdi diye kaygılanmak yerine, yeni
dünyada kendime nerede bir yer edinmeliyim çabası içerisine
girmeliyiz.
Çocuğumun
eğitimi ne olacak diye şikayet etmek yerine, bu sistemden en verimli şekilde nasıl fayda
sağlayabilirim arayışı içerisine girmeliyiz.
Derin bir nefes alın. Çözüm sizsiniz!