Geçtiğimiz 21 Eylül “Dünya Alzheimer Hastalığı Günü”ydü. Bu hastalık “unutkanlık”la bilinir ama, aslında başlangıçta, kişilik değişimi yaşanır. O en sevdikleriniz, önce öfkeli, sinirli ve sonra da aşırı şüpheci ve suçlayıcı insanlar olurlar. Siz daha ne olduğunu anlayamadan, unutkanlıklar başlar. Durdurulamayan bu unutkanlık, zamanla onları başkalarına muhtaç hale getirir. Çünkü zihinsel yetileri kayboldukça, kendi kişisel bakımlarını yapamaz hale gelirler. Sonra en yakınlarını bile tanımazlar. Sadece hasta için değil, ailesi ve yakın çevresi için de üzücü ve yorucu bir dönem yaşanır. Bu çerçeve içinde kalan herkesin, yaşam kalitesi düşer!

Hastalık iyileştirilemese de, yakınlarının ilgisi ve sevgisiyle yavaşlatılabilir. Bu konuda gerontologlardan profesyonel yardım almak, hasta ve hasta yakınları için çok önemlidir! Sabırlı olmak ve neyi nasıl yapacağını bilmek, hastaya bakanlar için şarttır. Unutmaya başladıklarında “kaybolmuş çocuk” gibi korku dolu ve telaşlıdır Alzheimer hastaları. O yüzden, o unuttuğunda, yanında olun, rehberlik edin ve sevginizle, ilginizle, içine düştüğü karanlık boşluktan onu koruyun.

İstatistiklere göre Alzheimer hastalığı 6. en sık ölüm nedeni olarak gösteriliyor! 2020 yılı itibarıyla dünya çapında Alzheimer hastası olan 50 milyon insan olduğu belirtiliyor! En çok ilerleyen yaşlarda 65 yaş ve üstü insanlarda görülen bu hastalık, giderek çok sayıda yaşlıyı etkiliyor ne yazık ki! Her yıl bu hastalığın dünyaya maliyeti 604 milyar dolar olarak hesaplanmaktadır. Bu rakam tüm dünya bütçesinin % 1’ ini oluşturmaktadır.

Yine Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye 2050 yılında dünyada en fazla Alzheimer hastası olacak 4 ülkeden biri olarak görülüyor!

Buna karşı önlem almak hükümetlerin işi olmalı, çünkü sağlıklı yaşlanma koşullarını oluşturmak ve artık giderek yaşlanan nüfusa göre hayatı kolaylaştırıcı yaşlı ortamları sağlamak, onların işi.

Bu hastalıktan korunmak için bize düşen şeyler de var elbette. Gerontologların bu konudaki tavsiyesi; aktif yaşlılık, ömür boyu öğrenme, sağlıklı beslenme ve spor yapma (yürüyüş, yüzme vb.) etkinlikler oluyor! Yaşlıların alıştıkları ortamlarda, sevdikleriyle, yakınlarıyla birlikte olmaları ve sosyal yaşamı bırakmamaları da gerekiyor!

Ama bütün bunları yaşlılar, emekliler hangi parayla yapacak derseniz; işte onu kimse bilmiyor! Bilmesi gerekenler de kulak ardı ediyor.