Yaşlılıkta yalnızlık zordur. Çünkü insanların, sevgiye ve sevdiklerine en çok ihtiyaç duyduğu dönem yaşlılıktır.
“Bence yaşlılıkta en acı şey, o yaşa gelen insanın başkalarına sıkıntı verdiğini hissetmesidir.” demiş Caecillus. Bir zamanlar her şeye muktedir olan bir insanın, yaşlandıkça güçten kuvvetten düşmesi, kendi ihtiyaçlarını kolayca karşılayamaması, hele de sevdiklerinin ve yakınlarının ondan uzak olması, yaşlının yaşama sevincini ve isteğini kaybetmesine yol açar!
“Yaşlı, bir gün “Mücadele etmek neye yarar?” diye düşünür. Başka bir gün “Evden çıkmak neye yarar?” der, sonra “Odadan çıkmak neye yarar? “ve nihayet “ Yaşamak neye yarar?” diyerek hayata veda eder.” Diyen Andre Maurois, yaşlıların yalnızlık psikolojisini çok güzel özetler.
Artık yaşlı nüfusun çoğaldığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu yüzden her yıl 1 Ekim’de “Dünya Yaşlılar Günü “ kutlanır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 14 Aralık 1990’ da oy birliği ile kabul edilen “Dünya Yaşlılar Günü “ Yaşlıların ihtiyaçları ve yaşam standartlarına dikkat çeker.
Bizim ülkemizde de yaşlı nüfus giderek artarken, onlar için gerekenlerin yapılması, uygun yaşam koşullarının sağlanması önemlidir. Ayrıca yaşlılar için yapılan hizmetlerle, çocuklara yönelik hizmetlerde, asla tasarruf olmaz! Zaten, onların “tasarruf tedbirlerinin” uygulanmasından muaf tutulması gerekir! Çünkü çocuklar ve yaşlılar her dönemde korunmalı ve mutlu, sağlıklı bir yaşamla ödüllendirilmelidir!
Günümüz koşullarında maddi ve manevi anlamda büyük sıkıntılar yaşayan yaşlılarımızın, sağlıklı ve refah içinde yaşaması için, bakım ve destek ünitelerinin devletçe yapılması ve eğitimli personellerle ama öncelikle gerontologlarla çalışılması gerekir!
Yaşlılara, çocuklara ve bütün insanlara, hizmet devletin işidir ve bu konuda asla tasarruf olmaz, olmamalıdır da!