Asgari ücret komisyonu çalışmalara başlamış! Ama emekli de, asgari ücretli de bu çalışmanın sonunda, insanca yaşayacak artış yapılacağından pek de emin değil!
Daha önce yaşadıkları tecrübeler ve aldıkları zamlar, bugün de yetersiz olacak! Bunu şimdiden görebiliyorlar!
Daha maaş zamları belli değil ama, her gün yeni zamlar ve yeni vergilerle, “ kaşıkla verilen, sapıyla çıkacak!” Gibi! Görünen akıbet bu ne yazık ki!
25-30 yıl çalışan emekli, pazarda, markette alışveriş yapamaz halde! Tam rahat ederiz dedikleri emeklilik döneminde, yaşlı insanların çilesi bitmiyor. Bu soğuk kış günlerinde, ucuz ekmek kuyruklarında, ucuz et kuyruklarında, yaşlı başlı emeklileri görmek, insanı üzüyor gerçekten.
Yalnızca yaşlılar değil, toplumun büyük çoğunluğu, ekonomik dar boğazda, yoksulluk sınırının altında yaşamaya çalışıyor! Kredi kartı borçları olan milyonlarca insan var çaresizce çırpınan. Dahası, çocuklar ve gençlerin çoğunun okula aç gitmesi gibi bir sorunumuz var! Yetersiz beslenme yeni yetişen kuşakları da kötü etkiliyor!
Gelir dağılımındaki uçurum, gün geçtikçe derinleşiyor! Adaletli bir gelir dağılımında, kimse aç ve yoksul yaşamaz. Herkesin insanca yaşayacağı hakça bir düzende, sosyal barış olur. Fakat biz; zenginlikte değil ama, yoksullukta eşitleniyoruz her geçen gün!
Siyasi anlayış farkı, ekonomik tercihleri de belirler biliyorsunuz.
“Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz. Biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk. O yüzden anlaşamıyoruz.” Diyen Victor Hugo, bize bu sözlerle siyaset farkını da anlatıyor.
Yapılacak ücret artışları açlık ve yoksulluk sınırının üstünde olmalı ve insanlara nefes aldırmalıdır! “Her şeyi devletten beklemeyin.” Diyenlere, “ Her fedakarlığı halktan beklemeyin!” demek, şimdi daha doğru olacaktır! Çünkü millet de kemer sıkacak hal kalmadı artık!