Bir insandan, bir dosttan, bir meslekten, bir kurumdan, bir partiden, bir liderden, ya da herhangi bir şeyden vazgeçme eşiğiniz ne?
Bazen ne olduğunu anlamadan, bir de bakarız ki; vazgeçmişiz! Vazgeçme eşiğimizi ne zaman geçeriz diye düşündünüz mü hiç?
Gün gelir, bir bakarsınız ki; dost sandıklarınız aslında dost değilmiş!
Bunu en iyi hayatta tökezlediğinizde ya da düştüğünüzde anlarsınız. Hiç ayrılamam dediğiniz sevgili, artık sizde aynı duyguları, aynı heyecanı, aynı kalp çarpıntısını uyandırmıyorsa, o aşk dolu bakışlar, artık gözlerine yansımıyorsa, bilin ki; vazgeçme eşiğini aşmışsınızdır!
Dürüstlüğünden, iyiliğinden hiç şüphe duymadığınız birine karşı inancınızı yitirmişseniz, aslında göründüğü gibi dürüst olmadığını fark etmişseniz, vazgeçme eşiği aşılmıştır artık!
Bir siyasi partiye, bir siyasi düşünceye, bir siyasi lidere inanmışken, hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını, yalanlarla avutulduğunuzu fark etmek de çok acı verici olabilir! Zaman içinde ve hayatın çıplak gerçekliğinde vazgeçme eşiğiniz çoktan geçilmiştir! Bir anda anlarsınız, vazgeçtiğinizi!
Sizin öncelik verdikleriniz, size öncelik vermediğinde, yaşanan hayal kırıklığı, kalp kırıklığı vazgeçme eşiğinizi aşar! Vazgeçersiniz!
İnsan vazgeçtiklerini zamana yaysa; görür ki, hayat hep vazgeçmeler ve yeni başlangıçlarla dolu bir serüven gibi yaşanmıştır! Her vazgeçme bizi tökezletip düşürse de ayağa kalkarız yeni başlangıçlar için. Çünkü hepimiz için her durumda kendine inanmak, her şeye rağmen güçlü olup devam etmek önemlidir yaşamak için. Zaten gerçek güç de budur!
Sizin değerlerinize, düşüncelerinize değer vermeyen, kötü gününüzde, ihtiyacınız olduğunda yanınızda olmayan, sizi, sizin onu sevdiğiniz kadar sevmeyen, size dürüst olmayan birine, kim olursa olsun değer vermeyin. Sizden her an vazgeçebilecek birinden, siz de vazgeçin artık! Unutmayın, onlar için ısrarcı olmaya değmez! Vazgeçme eşiğinizi aşan bu tiplere tahammül etmek zorunda değilsiniz!