Antalya'da yaşayan Mülkiyeli dostlarımdan Çoşkun Mutlu bir mesaj paylaşmış: "Kent Konseyi'nin Emekli Meclisi ve Kültür ve Sanat Komisyonu toplantılarına Mülkiyeliler Birliği Antalya Şubesi adına katılacağım. Toplantıda gündeme getirmemi istediğiniz önerileriniz varsa, yazın." Cevaben gündeme getirilmesinde yarar gördüğüm bir iki öneri yazdım..
Antalyalı Mülkiyeliler (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunları), yerel seçimler öncesinde Antalya'nın yerel yönetimler açısından sorunlarının masaya yatırıldığı bir toplantıya katılmışlar, bu çerçevede bu sorunların ayrıntılarıyla ele alınacağı bir sempozyumun düzenlenmesinin yararlı olacağını ifade etmişlerdi. Mutlu'nun mesajını alınca o toplantıyı anımsadım ve Kent Konseyleri hakkında bilgi derlemeğe çalıştım.
Bu çerçevede, Antalya'da yaşayan Mülkiyelilerden dostum Cengiz Sefer'in, konseyin tarihçesi ile ilgili olarak verdiği şu bilgiler çok aydınlatıcı oldu: "Kent Konseyi Projesi, 1989 yılında Mülkiyeli Murat Karayalçın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra 'Katılımcı Demokrasiyi' geliştirmek ve Sivil Toplum işlevi artırmak üzere, kent ve kentliyi yönetim sürecine katmak üzere ciddi girişimlerde bulunduğu bir proje idi. Fakat o süreçte hukuki alt yapısı gerçekleşmedi. Daha sonra 2005 yılında Murat Karayalçın'nın bu projesi çok beğenildiği için 2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 76. Maddesinde hukuki hale getirilmiştir. Şu anda Kent Konseyleri, kuruluş ve işleyişi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan Kent Konseyi Yönetmeliği uyarınca gerçekleşmektedir."
Derlediğim bilgilere göre de, Kent Konseyleri, halkın yönetime katılımını ve denetimini sağlayacak mekanizmaları geliştiren ve kendi sorunlarına sahip çıkmasını özendiren, yönetişim eksenli katılımcı demokrasiyi esas alan ve sivil toplumu önceleyen bir kuruluş. Bir danışma kurulu. Kentteki önemli aktörleri bir araya getiren bir platform. Kamu kurumlarının, sivil toplumun, meslek örgütlerinin vs. bir araya geldikleri sivil bir oluşum.
Temel işlevleri, kentteki sorunları ortak akılla tartışmak, farklı paydaşlar arasında uzlaşma ortamı sağlamak, kamu kurumları ile toplum kesimleri arasında köprüler ve diyalog kanalları kurmak, demokratik katılımı geliştirmek ve sivil toplumu güçlendirmek. Kent konseyinde sorunların, fikirlerin ve projelerin geniş biçimde tartışılacağı ilk yer Çalışma Grupları. Kent konseyleri kadın meclisi, çocuk meclisi, gençlik meclisi vs. de kurabilir. Kentin öncelikleri, sorunları doğrultusunda pek çok çalışma grubu, komisyon, meclis oluşturabilir.
Antalya Büyükşehir Belediyesi de Kent Konseyine sahip yerel yönetimler arasında. Antalya'da yaşayan Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunlarından oluşan Mülkiyeliler Birliği Antalya Şubesi de Kent Konseyinde yer alan kuruluşlar arasında. Kent Konseyi Emekliler Meclisi toplantısı ile Kent Konseyi Kültür Sanat Komisyonu toplantılarına katılan Coşkun Mutlu toplantının ardından bizleri bilgilendirdi.
Emekli Meclisi toplantısında Mutlu, Emekli Meclisine Mülkiyeliler olarak destek verebileceğimizi belirtmiş. Ayrıca, Büyükşehir Belediyesinin sosyal tesis ve kafelerini işleten işletmeci şirketi ANET 'in tesislerinin emekliler için pahalı olduğunu ve indirim yapılmasını önermiş. Şehir Tiyatrolarının ve belediyelerin ücretsiz film gösterimleri düzenlemesini, emeklilerin ev işi ve el sanatlarına yönelik ürünlerine satış ortamları yaratılmasını teklif etmiş.
Emekçi kadınların el emeği, göz nuru ürünlerini satabilmek için nasıl bir uğraş verdiklerini, belediyeleri zor yaşam koşulları altındaki emekçi kadınlara daha fazla kolaylık ve destek sağlanması gerektiğini bu köşede çeşitli zamanlarda dile getirmiştim. Konunun bu kez Kent Konseyi Emekli Meclisi'nde gündeme getirilmesini memnunlukla karşıladım. Dilerim bu öneri Belediyeler tarafından dikkate alınır.
Kent Konseyi, Kültür ve Sanat Komisyonu'nun ise dönemin ilk toplantısında genel değerlendirmeler ve öneriler yapılmakla yetinilmiş. Mutlu'ya ilettiğimiz önerilerin Komisyonun gelecek toplantılarında gündeme getirilmesi öngörülüyor.
Öte yandan Kent Konseylerinin işlevsel olmadığına dair zaman zaman eleştiriler yapılmakta. Kuruluş amaçları takdire değer olan bu kuruluşların uygulamada kayda değer bir işlevi olmadığı, işlerliğinin geliştirilmediği, Yönetimlerin bu kurulları "ayaklarına dolaşacak bir yapı" olarak gördükleri, böyle bir kısır döngü içerisinde konseyin katılımcılarının pek gelişmediği, kent konsey önerilerinin belediye başkanlarınca pek önemsenmediği belirtilmekte.
Bu konuda bir yurttaş şunları yazmış: "Niteliksiz Belediye Başkanları, nitelikli kurum ve kuruluşların işlevsel olmasını istemiyorlar. Dolayısıyla Kent Konseyleri de kolay, kolay hayat bulamıyorlar. Siyasetin kirli yüzü bu alanlarda da kendini gösteriyor.. "Bir yurttaş da "Bu memlekette son yıllarda Anayasa Mahkemesi bile göstermelik ve işlevsiz. Hatta TBMM bile...Kamu Denetçiliği (Ombudsman) yıllardır faaliyette. Kimi denetlemiş. Bilen varsa bize de anlatsın. "Kent Konseyi" kulağa hoş geliyor ama fantezi düzeyinde. Adı var kendi yok."
Bu eleştirileri önemsemek gerekir. Özellikle Konseylerin önerilerini uygulama durumunda olanların bu kurulları ciddiye almaları, önemsemeleri gerekir. Kent Konseylerine kamuoyunun ve medyanın desteği ve ilgisi de önemli.
Yıllar önce Türkiye'de Ombudsman oluşturulmasına yönelik bir çalışmanın içinde yer almıştım. Yurt dışından uzmanları da davet ettiğimiz bir toplantıda bir batılı katılımcının şu sözlerini hatırladım bu eleştirileri okuyunca: "Ombudsman kanarya gibidir. Ötmek için temiz havaya ihtiyacı vardır. Yani ombudsmanın özgür, demokratik ortama ihtiyacı vardır. Kirli havada kanarya ötmez ve yaşayamaz. Özgür ve demokratik olmayan bir ortamda da ombudsmanın bir işlevi olmaz."
Kent Konseyleri dahil yukarıda işaret edilen kurumların temel sorunları da bu olmalı,. Yeterince özgür, demokratik ortam bulamamaları, ötemeyen kanarya gibi temiz havadan yoksun olmaları.…