Hızlı bir kirlenme yaşıyoruz! Siyasette kirlenme, basında kirlenme, toplumun her kesiminde ve hemen hemen her meslekte görülen kirlenme, hepimizi korkutuyor! Duyduklarımız, yaşadıklarımız, kirlenmenin boyutunun sandığımızdan da büyük olduğunu düşündürüyor hepimize. Ama temiz kalanlar, temiz kalmaya özen gösterenler, umut oluyor herkese. “Neden ve ne zaman başlıyor kirlenme?” diye merak edenlerdenseniz; naçizane kendi fikrimi söylemek isterim.

 

    Kirlenmeye meyilli kişi, hangi meslekte, hangi kurumda, hangi iş de olursa olsun, daha ilk başında, henüz ‘çömez’ken, ya da işin staj kısmındayken belli ediyor kendini!

 

    Misal; “Basın kirlendi”, kirli ilişkiler içinde olan ve meslek etiğine yakışmayan davranışlar sergileyen, gazeteciler, basın mensupları var deniyor ya hani. Onlar aslında daha stajyerken belli eder kendisini! Genelde hırslı ve yaratıcı tiplerdir. Ben İstanbul Üniversitesi’nde “Gazetecilik ve Halkla ilişkiler” okurken, hocalarımız, basın ahlakı konusunda bize ders olarak, bu tiplere örnek diye, şu fıkrayı anlatmışlardı:

 

Stajyer muhabir


    “Büyük bir gazeteye stajyer muhabir olarak giren genç ve hırslı gazeteciyi, haber müdürü çağırmış ve;


    - İstanbul’a Papa gelecek! Git onu havaalanında gör ve yapabiliyorsan onunla konuş, atlatma bir haber yap! Çünkü orada başka gazetelerin de muhabirleri olacak! Göreyim seni, manşetlik bir haber getir bana! Demiş!


    Bizim muhabir de bir otobüs dolusu gazeteciyle birlikte havaalanına gitmiş! Giderken de heyecan içinde düşünüyormuş, nasıl ses getirecek bir haber yaparım diye! Havaalanına gelmişler, uçağın merdivenlerinde Papa görününce bütün mikrofonlar ona uzanmış! Bizim acar muhabirimizde mikrofonu uzatıp sormuş Papa’ya:


    - Genelevler hakkında ne düşünüyorsunuz? diye.


    Soruya şaşıran Papa, o şaşkınlıkla:


    - Burada genelev var mı? diye sormuş!


    Ertesi gün, bizim acar muhabirin gazetesinde manşet şöyle çıkmış:


    “Papa uçaktan iner inmez, ‘Burada genelev var mı?’ diye sordu!”

 

    Başka işlerde, başka mesleklerde de kariyer basamaklarını hızla yükselenler için çeşitli söylentiler çıkar! Hak etmeden çabucak yükselmenin de kirlenmenin başka bir boyutu olduğunu hepimiz biliriz! Hayat çok da adaletli olmaz herkese! Ama yükselmek için her yol mübah diyenler, daha işin başında staj döneminde kirlenmeye başlarlar. İsterseniz bunu da başka bir fıkrayla anlatayım:

 

    Stajyer asistan

    “Yıllardır birbirini görmeyen iki eski dost karşılaşmışlar. Biraz hâl hatır sorduktan sonra, biri diğerine;


    - Senin, benimkiyle yaşıt bir kızın vardı, ne yapıyor şimdi? Diye sormuş.


    Öbürü de cevap vermiş:


    - Sorma dostum, demiş, bir süre önce bir büyük şirkete stajyer asistan olarak girdi. Kısa sürede çok başarılı oldu. Patronunun bütün işlerini bizim kız organize ediyordu. İş seyahatleri, toplantılar derken, çok yoruluyordu, sonra patron buna iş yerine yakın bir ev tuttu. Bizim ev uzak düşüyordu. Şimdi de çok çalışıyor! Paraya para demiyor! Ev aldı, araba aldı. Ama çok çalışıyor, doğru dürüst yüzünü bile göremiyoruz yavrumun, fakat patronunun sağ kolu, göz bebeği. Onsuz hiçbir işi yürütemiyor adam.

 

    - Peki ya senin kız, o ne yapıyor şimdi?

 

    - Valla, bizim kız da ‘orospu’ oldu ama, ben senin gibi süslü ve güzel anlatamıyorum!