Geçtiğimiz 25 Kasım, “ Kadına Yönelik
Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin, Uluslararası Mücadele Günü”ydü. Birleşmiş
Milletler tarafından 17 Aralık 1999’ da benimsenen bu günün, acıklı bir öyküsü
var:
“ 25 Kasım 1960’ ta Dominik Cumhuriyeti’nde
diktatörlüğe karşı mücadele eden üç kız kardeşin; Patria, Minerva, Maria
Mirabel’ in cesetleri bir uçurumun dibinde bulundu. Mirabel kardeşlerin,
tecavüz edilerek vahşice öldürüldükleri ortaya çıktı. Ve onlar, diktatörlüğe
karşı mücadelenin sembolü oldu. Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler
karşısında Birleşmiş Milletler tarafından 17 Aralık 1999’ da 25 Kasım’ın “
Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü”
olarak benimsenmesine karar verildi.”
Peki bu mücadele başarıya ulaştı mı? Ne
yazık ki ne dünya da ne de ülkemizde “ Kadına Şiddet” bitmedi. İstatistiklere
göre sadece ülkemizde son 10 yılda 2 bin 337 Kadın hayatını kaybetti. Faillerin
ve maktullerin yüzde 46’ sının ilkokul mezunu olduğu belirlendi. Kadınların
daha çok kendi ailelerindeki erkekler tarafından öldürüldükleri veya şiddete
uğradıkları belirtiliyor. Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık sadece bizim
ülkemizde değil, bütün dünyada sorun olmaya devam ediyor! Kadın bedeninin,
kadın ruhunun, kadın haysiyetinin, paramparça edildiği, cinsel saldırılar ve
cinselliği kadına karşı güç gösterisine dönüştüren erkek zorbalığına ve kadın
cinayetlerine karşı, dünyadaki bütün kadınların kendine saygı adına tepki
göstermesi yetmiyor artık!
Ghandi’ nin de dediği gibi; “ Kendimize
olan saygımızı, eğer biz vermezsek, kimse elimizden alamaz!” Ama bence kadına
yönelik erkek şiddetini önlemek için, gerçek anlamda mücadele; eğitim
seviyesini yükseltmek ve yaptırımları ağırlaştırmaktan geçer. Caydırıcı yasalar
ve cezalar, suçu işleyenin yanına kar kalmayacağını bilmesini de sağlar! Ama bu
arada annelere ve babalara da büyük iş düşüyor. Evde kız ve erkek çocuklarına
karşı eşit davranmalı, şiddeti ev içinde yaşatmamalı ve en önemlisi de
çocuklarına sevgiyi ve hoşgörüyü öğretmeleridir. Daha sonra da okullarda bu
eğitim verilmeli ve şiddet suçu işleyen öğrenciler ve varsa şiddet uygulayan
öğretmenler rehabilitasyona alınmalıdır. Kısacası “ şiddet” toplumsal anlamda
mücadele edilirse, ortadan kalkar! Aksi takdir de, insanlık bu “ utanç” tan
kurtulamayacaktır!