İngiltere 1914'te Osmanlının parasını ödediği "Agincourt" ve "Erin" adlı savaş gemilerini teslim etmemişti ve aynı yıl Üç Paşa ülkelerini kumar masasına sürdü...3.000.000'dan fazla insanın öldürülmesinden sorumlu üç büyük kumarbazdı onlar...11 Eylül 1683'ten, Viyana'dan itibaren kaybedilen toprakları geri alabileceklerini zannederek 29 Ekim 1914'te Karadenizdeki Rusyayı bombalattılar!

Alman Kaiser 2. Wilhelm'in teşviğiyle...

Alman Kaiseri-İmparatoru II. Wilhelm 1898’de Osmanlı İmparatorluğu’na yaptığı ikinci ziyaretinde Kudüs’e de gitmiş, bu yolculuk kapsamında bir süre Şam’da da konaklamıştı.

Şam’da 7 Mayıs 1898’de Selahaddin Eyyubi Türbesi’ni ziyaret ettikten sonra, 8 Kasım akşamı onuruna verilen ziyafette yaptığı konuşmada, “Tüm zamanların en şövalye ruhlu hükümdarlarından birinin, büyük Selahaddin’in yaşadığı yerde bulunmaktan” çok mutlu olduğunu söylemiş, Selahaddin’in “çoğu zaman düşmanlarına gerçek şövalyeliğin ne olduğunu öğreten korkusuz ve kusursuz bir şövalye” olduğunu ifade etmişti.

Haçlı orduları sayısız seferlerinde Orta Doğuda, Kudüs'te tutunamadılar ve Avrupaya geri döndüler, adeta kaçtılar...

Kaiser-İmparator çok kurnazdı "Kaiser Wilhelm Müslüman oldu" dedikodusunu, yalanını yayarak Müslümanları kandırdı...

14 Eylül 1910'da Alman ordusunun tatbikatına gözlemci olarak katılan İngiliz Winston Churchill Alman İmparatorunun kendisiyle birkaç dakika Osmanlı Ordusu'nun generali Enver Paşa'yla uzun uzun konuştuğunu söylemişti...Yıllar sonra (1914'te) Churchill Enver Paşa'dan Almanya lehine savaşa girmemesini isteyecekti...Tatbikat alanı siyah beyaz renklerle (Prusya renkleri) donatılmıştı diyor, Churchill...

"Kingdom of Heaven" (2005) filminde Ghassan Massoud 1193'te Şam Damascus'ta vefat eden Selahaddin Eyyubi rolündeydi...

"Üç Beyinsiz Kafa" adlı Mustafa Müftüoğlu'nun yazdığı kitabı da okumanızı tavsiye ederim...Hepimizin yeni vizyonlara açılmaya ihtiyacı var!


2

2019'da İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif dönemin ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun,"Tanrı'nın "Başkan Donald Trump'ı Yahudileri İranlılardan kurtarmak için göreve getirmiş olabileceğini" söyleyen açıklamalarına yanıt vermişti.

Zarif o dönemde "Yahudileri kölelikten ve soykırımdan kurtaranlar Perslerdir Persler İranlıların atalarıdır" demişti.Pers Kralı Kiros'un Yahudileri Babil'deki esaretten kurtardığını, bir başka Pers kralının Yahudileri soykırımdan kurtardığını, Yahudilere yönelik soykırım planının ve tehdidin İran'dan Perslerden değil Mısır'daki Negev'den geldiğini" söylemişti.

Muhammed Cevad Zarif, çok yeni açıklamasında Yahudilerin yeni yılını kutladı. Zarif şöyle dedi:"Güneş yerini aya bırakırken, tüm Yahudi yurttaşlarımıza ve dünyadaki Yahudilere barış ve huzurla dolu çok mutlu bir yeni yıl diliyorum. Roş Aşana'nız kutlu olsun."

İran'da bir zamanlar 80 bin Yahudi vardı ve bugün 10 bin Yahudi var...

3

1945'te 11 yaşındaki Alman çocukları ve 65 yaş üzeri Alman erkekleri ellerine panzerfaustlar-tanksavarlar verilerek cepheye sürüldü...Çünkü savaşma çağındaki Alman delikanlılar ya öldürülmüştü ya esir edilmişti ya da engelli durumuna düşmüştü...1933'ten itibaren 25 milyon kişiyi esir kamplarına kapatan ve bunlardan Yakov Stalin (Rusya diktatörü Stalin'in 1907 doğumlu oğlu) dahil çoğunu öldüren Almanya çocukları ve ihtiyarları cepheye sürmekten başka çare bulamamıştı...Yine de Alman kadınlarını Rus askerlerinin tecavüzünden korumak o dönemde mümkün olmadı...

Berlin de Bir Kadın- Eine Frau in Berlin

Anı Otobiyografi Kitabı

Yazarı: Marta Hillers

4

Washington'da Marco Rubio, Bob Menendez,Mike Waltz, Antony Blinken ve Joe Biden gibi siyasetçiler Yahudi-Yunan-Rum diasporasının cömert bağışlarınca satın alınmış, paraya boğulmuş kişilerdi...

Bu siyasetçiler Türk düşmanıydı ve Güney Kıbrıs Rum devleti ve Yunanistan dostu politikalarıyla ün yapmışlardı...
Menendez rüşvet skandalıyla, Biden bunaklığıyla tasfiye olduysa bile diğerleri Güney Kıbrıs Rum devletini dev bir Amerikan üssü ve Amerikan uçak gemisi haline getirmeyi başardılar...

20 Ocak 2025'te göreve başlayacak Trump ekibi de Netanyahu'nun kara sevdalıları, fanatik hayranları olarak Hamas'a sempati ve yakınlık duyan Ankara hükümetine kök söktürebilecek kişilerden oluşuyor...

Halkbankasına ağır bir ceza ve tazminat mahkumiyeti vermek için Amerikan yargısına baskı uygulamak ve PYD-YPG terör örgütü elebaşısı Mazlum Kobani'yi Beyaz Saray'da Trump'ın ağırlamasını sağlamak bu ekipten beklenebilecek girişimlerdir...

ABD yönetimi 800 Amerikalı askerin bulunduğu Suriyede The Islamic State in Iraq and the Levant (ISIL), or the Islamic State of Iraq and Syria (ISIS or DAISH/DAESH in Arabic) adlı terör örgütüyle mücadelesinde PYD-YPG terör örgütünü kullanıyor...Onlara güveniyor...

Bu nedenle PYD'yi ABD müttefiği olarak görüyor...Herhangi bir PYD yöneticisini Trump Beyaz Saray'da ağırlamaya kalkarsa Türkiye ile ABD arasında büyük bir krizin çıkması kaçınılmaz olacak ve Türkiye buna ister istemez sert bir tepki vermek zorunda kalacak...

Netanyahu ve İsrail Evanjelik Amerikanın tam ve kayıtsız şartsız desteğine sahip...Evanjelistler ABD'de Hristiyan toplumun tutucu,yobaz, bağnaz kanadı olarak görülen bir topluluk.Yahudilerin "Tanrı'nın Seçilmiş Halkı", Kudüs Jerusalem ve Kutsal Toprakların da "Yahudilerin malı" olduğuna inanıyorlar.Bazı çevreler, evanjelistleri "Siyonist Hristiyanlar" olarak da nitelendiriyor.

International Criminal Court-Uluslararası Ceza Mahkemesi Vladimir Putin, Benjamin Netanyahu ve Yoav Gallant'ın sivilleri öldürme konusunu umursamayan savaş suçluları olduğuna, derhal ve ivedilikle tutuklanmaları gerektiğine karar vermişti...Ancak Türkiye,Hindistan, ABD, Mısır ve Suudi Arabistan bu mahkemenin kararlarını kabul etmeyen ülkelerden birkaçı durumunda...

Öte yandan, Ermenistan, Yunanistan, İsrail, Güney Kıbrıs, PYD-YPG koalisyonu Almanya ve ABD üzerindeki tüm etkisini Türk ordusunun Patriotlara, F35lere, EuroFighterlara ve F16'lara sahip olamaması için uzun yıllardır kullanıyor...

Yine öte yandan Suriye Rojava'da ve İran'ın doğusunda, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Rojhilat da İsrail ve ABD kendilerine müttefik birer karakol devletçik oluşturmayı arzulamaktadır...

Damascus Şam ile eski Suriye toprağı olan ve 1967'de İsrail'in işgal ettiği Golan tepelerinin arası sadece 60 kilometredir...Yani Washington Kudüs Jerusalem arasında 9490 kilometre, Washington Tel Aviv arası 9437 kilometre olsada İsrail Orta Doğudaki ABD karakolu olduğundan İsrail'in burnunun dibindeki Suriye'yi İran, Türkiye, Rusya ve Hizbullah'a bırakmamak için tüm imkanlarını ikinci Donald Trump döneminde seferber edecektir...

Türk dış politikasını yönetenlerin temenni ve arzularıyla ABD'nın çıkarlarının tümüyle ters düştüğü ve fena halde çatıştığı apaçıktır...

Ekim 1973'te de Yahudi asıllı ABD dışişleri bakanı Henry Kissinger da ABD Başkan Richard Nixon'ı bile parmağında oynatabildiğinden ABD ordusunu İsraile saldıran Arapları perişan etmeleri için seferber etmişti...

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich Gazze Şeridi'nin tam kontrolünü kolaylaştırmak amacıyla gönüllü göçü teşvik ederek Gazze Şeridi'nin Filistinli nüfusunu yarı yarıya azaltmayı planlıyor...

Bezalel Smotrich Filistinlilerin yerine Gazze’nin kuzeyine Yahudi yerleşimcileri getirmek istiyor.

Smotrich açıklamalarından birinde, "Kahraman savaşçılarımız ve askerlerimiz Hamas'ın kötülüğünü yok ediyor ve Gazze Şeridi'ni işgal edeceğiz... Doğruyu söylemek gerekirse, Yahudi yerleşimcilerin olmadığı yerde güvenlik de yoktur" dedi...

Gazze nüfusu için değişik kaynaklarda değişik rakamlar var...2.229.000, 2.375.259, 2.000.000 gibi rakamlar veriliyor...

Bezalel Smotrich, "Hamas'ın yeniden silahlanıp İsrail vatandaşları için yeniden tehdide dönüşmesini önlemek için İsrail ordusunun orada olması gerekecek," dedi

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı sözcüleri, Gazze'deki mevcut saldırının “binlerce Filistinli ailenin gıda güvenliği üzerinde feci bir etkisi" olduğunu söylüyor.

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı sözcüleri,Gazze’nin kuzeyine giden ana geçişlerin kapatıldığını ve 1 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi’ne hiçbir gıda yardımının girmediğini söylüyor. Mobil mutfaklar ve fırınlar hava saldırıları nedeniyle çalışmayı bırakmak zorunda kaldı. BM Dünya Gıda Programı tarafından desteklenen kuzeydeki tek işleyen fırın, patlayıcı bir mühimmatla vurulduktan sonra yandı. Güneydeki durum da neredeyse aynı derecede vahim.