Bugün bir arkadaşımla kadının iş hayatındaki yerini tartıştık ve kadınlara pozitif ayrımın fazla olduğu konusunda ısrar edip negatif yönlerimizi kabul etmedi.
Bu olay sonrası Yapay zekaya "Bana Türkiye'de çalışma hayatında kadın erkek eşitliliği hakkında ne düşünüyorsun?" sorusunu sordum ve bana verdiği cevap şu oldu;
Kadınların iş hayatına katılımı, Türkiye’de uzun yıllardır gündemde olan bir konu. Eğitim ve iş fırsatlarına erişimdeki kısıtlamalar, toplumda yerleşik cinsiyet rolleri ve kurumlarda cinsiyetçi yaklaşımlar, kadınların çalışma hayatında erkeklerle eşit şartlarda yer almasının önündeki temel engellerden bazıları. Peki, bu engeller nasıl aşılabilir? Gerçek anlamda bir eşitlik için neler yapılmalı?
Kadınlar Türkiye’de işgücüne katılmak istese de, mevcut ekonomik ve toplumsal şartlar ne yazık ki onlara yeterli fırsatları sunmuyor. TÜİK verilerine göre, kadınların işgücüne katılım oranı erkeklerin oldukça gerisinde kalıyor. Aynı zamanda, kadınların yükselme şansı erkeklere kıyasla sınırlı ve yönetim kademelerinde kadınlara çok daha az rastlanıyor. İşyerlerindeki bu "cam tavan" sendromu, kadınların beceri ve yeteneklerini tam anlamıyla kullanmalarını engelleyen bir faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Bu noktada şirketlere büyük bir görev düşüyor. Özellikle yönetim ve karar mekanizmalarında kadınların daha fazla yer alabilmesi için kurumların kadınları destekleyen kariyer programları oluşturması ve terfi süreçlerinde cinsiyet ayrımı yapmaksızın adil bir yaklaşım sergilemesi önemli.
Kadınların iş hayatında karşılaştıkları bir diğer büyük zorluk ise iş ve aile hayatını dengeleme sorunu. Türkiye’de hâlâ büyük oranda kadınlardan evin yükünü taşıması bekleniyor. Çocuk bakımı ve ev işleri genellikle kadınların sorumluluğunda görülüyor, bu da çalışma saatleri konusunda esneklik talebini artırıyor. Ancak pek çok iş yeri, bu konuda yeterince destekleyici değil.
Özellikle pandemi sonrasında uzaktan çalışma ve esnek çalışma modellerinin artmasıyla bu sorun kısmen hafifledi, ancak kalıcı bir çözüm için daha köklü adımlar atılması şart. Kreş destekleri, esnek çalışma saatleri gibi imkanların yaygınlaştırılması, kadınların iş hayatında kalıcılığını artırabilir.
Türkiye’de kadınların çalışma hayatına katılımını zorlaştıran bir diğer etken, toplumsal cinsiyet kalıpları. Erkeklerin daha “uygun” olduğu düşünülen meslekler varken, kadınlara genellikle “yardımcı” roller uygun görülüyor. Bu da birçok sektörde kadının arka planda kalmasına neden oluyor. Bu anlayışın değişmesi, kadınların sadece belirli alanlarla sınırlandırılmaması için toplumsal bir dönüşüme ihtiyaç var.
Okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği bilincinin artırılması, işyerlerinde ayrımcı dil ve davranışların önlenmesi bu dönüşümün başlangıcı olabilir. Ayrıca medya ve kamuoyunda kadınların iş hayatındaki başarısının vurgulanması, bu kalıpların kırılması adına önemli bir adım.
Kadınların iş hayatında yaşadığı en somut eşitsizliklerden biri de ücret farkıdır. Aynı pozisyonda çalışan erkeklerle kadınlar arasında, kadınlar aleyhine ciddi bir maaş farkı bulunmaktadır. Ücret adaletinin sağlanması, cinsiyete dayalı maaş farklılıklarının giderilmesi ve performansa dayalı ödüllendirme sistemlerinin geliştirilmesi bu konuda olumlu sonuçlar verebilir.
Ayrıca, kadınlar işten çıkartılma konusunda daha güvensiz durumda kalabiliyorlar. Özellikle hamilelik ve doğum gibi sebeplerle işlerinden ayrılmak zorunda kalan birçok kadın, iş güvencesi konusunda kaygı yaşıyor. Kadınların doğum izni sonrası işlerine geri dönmelerinin sağlanması, hem aile hem de iş hayatı açısından daha sağlıklı bir denge kurmalarına olanak tanır."
Yapay zekanın bile konu hakkında bu şekilde düşüp anlayıp kavrarken neden bunu insan zekasının anlayamadığını düşündüm. Cevap bulamadım.
Bu konun neden hala anlaşılamadığına da anlam veremiyorum. Umarım bir gün bizi yapay zeka değil insan zekası da anlar...