Klasik laftır; “Hukuk herkese lazım!”
Ama tabii zamanında lazım. “Geç kalmış adalet, adalet değildir!” de derler sık
sık. Hak ve hukuk konusunda sözüm ona herkes çok hassas olduğunu iddia eder
ama, genelde uygulamada bu hassasiyeti pek görmeyiz! Yaşam boyunca haksızlığa,
hukuksuzluğa uğramadığını söyleyecek bir kimseyi bulamazsınız mesela!
10 Temmuz “Dünya Hukuk Günü” olarak
kutlanır. Hukuk bütün dünyada, her konuda insanlığın güvencesidir. Hukukun
olmadığı bir yerde, herkes kendi hukukunu uygulamaya kalkar ve kaos çıkar.
Düzen bozulur! Hukuk, yaşama hakkının, özgürlüğün ve huzurun olmazsa olmazıdır!
Bu gün hukukçulara ve doktorlara; “unutulan
bir virgül ve bu yüzden sağlığı riske giren insanların öyküsünü” anlatıp, en
azından vicdanlarında yorumlamalarını isteyeceğim o insanlar adına. Çünkü konu
bu iki meslek grubunun uzmanlık alanına giriyor!
“Bir Virgül Yüzünden…”
Memurlar İçin “idari izin” konusunda
yeni bir genelge çıktı. Bundan önceki genelgede “hamileler, kronik hastalar ve
60 yaş üzeri olan çalışanlara verilen idari izin hakkı” yenilenmiş gibiydi.
Fakat yazı bu defa farklı farklı yorumlandı;
Şöyle ki:
“Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği
kronik rahatsızlığı bulunan 60 yaş ve üzeri çalışanlar (yönetici
pozisyonundakiler hariç) ile gebeliğinin 24. haftasından, 32. haftasına kadarki
süre içerisinde bulunan çalışanların idari izinli sayılmaya devam edileceği
bildirildi” denilen genelgede “bulunan” kelimesinden sonra konulmayan virgül
yüzünden, diğer yaştaki kronik hastalarla, 60 yaş üzeri çalışanlar, bu yazıyı
baz alan bazı yöneticiler tarafından sağlık ve yaşam risklerine rağmen işe
başlatıldılar.
Öte yandan bu farklı yorumu kabul
etmeyip virgül hatasına kurban gidenler ve özellikle delta virüsünün
yaygınlaştığı dönemde zor durumda kalan kronik hastalar da, seslerini basın
yoluyla duyurmaya çalışıyorlar! Sözcü gazetesinde, Hürriyet gazetesinde ve
bizim gazetemizde ve sanırım başka basın yayın organlarında da dertlerini
anlatmaya çalışıyorlar!
İşin yorumunda tuhaf olan şey:
kronik hastaların, “ille de 60 yaş üstündekileri izinli olacak” gibi bir
çerçeve çizilmesi. Yani bu durumda, 50 ya da 59 yaşındaysa, risk ortadan
kalkmış mı sayılacak?
İşte burasını anlamakta zorluk
çekiyor insanlar! O yüzden Türk tabiplerine, Sağlık Bakanlığı’ndaki bilim
kurulu üyelerine yani aslında bütün tıp doktorlarına uzmanlık alanları olduğu
için soruyorlar.
Tabii hukukçuların da sağlık
konusunda riskli gruplar arasında ayrım yapılmasının yanlışlığını
vurgulamalarını bekliyorlar. Hukukçuların, salgın döneminde kronik hastalığı
olanlarla, 60 yaş üstü çalışanların işe başlatılarak riske giren sağlıkları ve
yaşam hakları ile ilgili hukuki neler yapılması gerektiğini açıklamaları,
barolarımızın bu konuyla ilgili görüş bildirmeleri de yararlı olur! En azından
hukuki haklar konusunda aydınlanmış olur insanlarımız!
50 yaş üstüne üçüncü doz aşı
yapılmaya başlanan ülkemizde, 60 yaş üzerindeki çalışanlarla, kronik hastalığı
olanları işe başlatmak, onların sağlığını ve yaşamlarını riske atmak olmaz mı?
Basit bir virgül hatası yüzünden genelgeyi bu şekilde yorumlamak, en azından
araştırıp sormamak, vicdanen eminim herkesi rahatsız eder. Çünkü onların başına
gelecek, hastalık ve ölüm olayları, zincirin en zayıf halkası olarak onları
bulursa, bu hepimizi fazlasıyla üzer ve bu vebali taşımak istemeyiz!