Eğitim-İş Antalya Şubesi üyesi Antalyalı emekçiler,
geçtiğimiz eğitim-öğretim döneminde yaşanan eğitimde emek sömürüsü, laikliğe
saldırılar, ekonomik eşitsizlikler ve köy okullarının kapatılması ile yaşanan
sarsıcı skandalları tek tek hatırlatarak, ‘inatla mücadele edeceğiz’ vurgusu
yaptılar.
Eğitim-İş Antalya Şubesi Yönetim Kurulu’ndan yapılan
açıklamada, 2020-2021 Eğitim-Dönemi’nde EBA Sistemi’nin bir şova dönüştülerek
başlatıldığına, ancak milyonlarca öğrencinin bir kez dahi kullanamadığına
dikkat çekildi.
İHTİYAÇ SAHİPLERİ GÖRMEZDEN GELİNDİ
Açıklamada yaşananlar şöyle aktarıldı:
“Öğrencinin
uzaktan eğitime ulaşmak için sadece tablet/bilgisayara değil internete de
ihtiyaç duyacağı gerçeği bile MEB'i harekete geçirmemiştir.
Türkiye'nin internet altyapısı açısından sorunlu birçok ilinde dere tepe
çıkarak barakalarda uzaktan eğitime ulaşmaya çalışan öğrencilere rağmen, vakıf
maskesi takmış her tarikatla protokol çalışmasına giren Milli Eğitim Bakanlığı,
bu konuda Teknoloji Bakanlığı ile bir çalışma yürütmemiştir. Altyapı sorunu
yaşayan bölgelerdeki öğrenci ve öğretmenlerimiz kendi çözümlerini üretmeye
çalışarak eğitim dönemini kapatmıştır. Eğitimin öğretmenler aşılanmadan yüz
yüze yapılmasının cinayet olduğunu defaten bas
bas bağırmamıza rağmen, aksi uygulamalar neticesinde 50'yi aşkın
meslektaşımız bu düşüncesiz tutum nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Milli
Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un kameralar önünde aşı olup, öğretmenlerin derhal
aşılanacağını söylemesinden sonra geçen bunca zamana rağmen, öğretmenlerin
henüz yaklaşık yarısı aşılanmıştır.
Eğitimde yoksul öğrenci ile zengin öğrenci arasındaki
uçurum bu dönemde ne yazık ki zirve yapmıştır. Yoksul öğrenciler bu eğitim
döneminin ne uzaktan ne de yüz yüze kısmından tam faydalanamazken ailesi
varlıklı öğrenciler evde özel ders alma, özel okulların etüt adı altında
işlediği derslere katılma gibi birçok imkanı bulabilmiştir. Söz konusu fırsat
eşitsizliği enflasyonu en çok LGS'de görünür olmuştur. MEB, sınavda
çıkacak konuları uyarılarımıza rağmen daraltmamış ve örgün, adil bir
eğitim dönemi olmuşçasına soru yelpazesini geniş tutmuştur.”
‘KÖY OKULLARINI KAPATMANIN FATURASI ÇIKTI’
“Eğitim döneminde yüz yüze eğitime kademeli olarak
geçildiği söylenen dönemde kırsal kesimde yaşananlar ise AKP zihniyetinin
eğitimdeki tahribatını daha görünür kılmıştır. Sendikamızın yıllardan beri dile
getirdiği gerçekler artık toplumun büyük bir kesimi tarafından görünür hale
gelmiştir. Şehirlerde eğitim online sürerken köy okullarında eğitimin başlatılması,
ibretlik bir manzara ortaya koymuştur. Bu eğitim dönemine kuşkusuz yoksulluk da
damga vurmuştur. Temel gıda fiyatlarında yüzde 50'den fazla zam olmasına rağmen
sarı sendikaların da emeğiyle 3 kuruşluk zamma layık görülen öğretmenin alım
gücü iyice düşmüş, bir sonraki günkü faturayı düşünmeden gönül rahatlığıyla
kendini derslere verebilmek hayal olmuştur.”
EĞİTİME ARA VERİLDİ, GERİCİLİĞE VERİLMEDİ
Eğitimin bir uzaktan bir yüz yüze yapıldığı bu dönemde
dahi gericiliğin hız kesmediğine işaret eden Eğitim-İş Antalya Şubesi Yönetim
Kurulu’nun dikkat çeken açıklaması şöyle devam etti:
“Okulların pandemi gerekçesiyle kapalı olduğu dönemde
Kuran kursları, varlığı Cumhuriyet'e yakışmayan medreseler çocuklarla dolup
taşmıştır. Yarım yamalak yayın yapan EBA TV de bu süreçte gerici
yayınlarla defalarca ilerici kamuoyundan tepki çekmiştir. AKP'nin ülke
haritasını kıpkırmızı yapana kadar sürdürdüğü lebaleb kongrelerde, yüzlerce
partizanın buluşturulduğu sokak şovlarında bulaşmayan virüs, bu yıl yine ulusal
bayramlarımızda tehlike arz etmiştir!“
‘UZAKTAN EĞİTİM BİR MOBBİNG AĞINA DÖNÜŞTÜ’
“Bu eğitim dönemi, meslek onuru açısından da bizlere
farklı dersler vermiştir. Eğitimin uzaktan ya da yakından sürmesinin değil
liyakatle yönetilmesinin önemli olduğunu ortaya seren örnekler, meslek onuru
için verilen mücadele açısından da öğreticidir. Pandemi sürecinde eğitim yüz
yüze devam ederken en temel hak olan yaşam hakkı ihlal edilen öğretmenler,
eğitimin uzaktan sürdüğü dönemlerde de okul yöneticilerinin mobbingine maruz kalmış,
pedagojiden bihaber olan velilerin gözetiminde ders işlemek durumunda
bırakılmış, mesai kavramını çöpe atmak zorunda kalmıştır. Öyle ki
öğretmenlerimiz haftasonu ya da gece saatlerinde dahi sorulara cevap vermek ya
da ders işlemek durumunda bırakılmıştır.
Mücadelemiz, bir daha böyle karanlık eğitim dönemleri
yaşanmasın, hiçbir öğrencinin boynu garibanca bir mahcubiyetle bükülmesin,
hiçbir meslektaşımız kendini yalnız ve değersiz hissetmesin diyedir. Ve bunlar
sağlanana kadar inatla sürecektir!”
Akdeniz Gerçek Haber Merkezi