İnsan düşününce anlıyor; hayatımız, bize verilen görevler ve yüklenen angaryalarla geçiyor! Bizden istenenin hangisi görev, hangisi angarya sayılır, işte o noktada kafalarımız biraz karışık!

 

Bu konuda güzel bir fıkra anlatayım size:

 

“ İki İngiliz subay mesai bitiminde konuşuyorlarmış! Biri yorgun argın arkadaşına;

_ Yahu şimdi bu yorgunlukla eve git, karınla ilgilen, onu mutlu etmeye çalış işin yoksa! Tam bir “angarya” yani! Demiş.

Öteki arkadaşı itiraz etmiş;

_ Hiç öyle söylenir mi? Karınla ilgilenmek, “ angarya” değil, “ görev” dir. Demiş.

Derken iki subay, “görevdir, angaryadır” diye tartışmaya ve iddialaşmaya başlamışlar!

Sonra biri, diğerine demiş ki;

_ Şurdan ilk geçen eri çağıralım, o ne derse, kabul edelim. Var mısın?

O sırada ordan geçmekte olan eri çağırmışlar:

_ Hey asker! demiş biri; şimdi ben, buradaki mesaiden çıkınca evde karımla ilgileneceğim. Söyle bakalım bu; “ görev midir?” Yoksa “ angarya mı?”

Er hiç duraksamadan cevap vermiş:

_ “Görevdir” komutanım.

Subay sormuş:

_ Neden “görev”dir?

Er cevap vermiş:

_ Çünkü, “angarya” olsa, bana yaptırırdınız komutanım!

 

Hani şu sıralar; “ekonominin düzelmesi için; fedakarlık yapma “göreviniz” vardır! Yastık altındaki altın ve dövizlerinizi bozdurun, biraz az yiyin, idare edin.” Diyorlar ya bizlere. Herkesin kafası karışıyor işte! Benim de karışıyor! Hala yastık altında bir şeysi olan kaldı mı bilmiyorum ama, bu görev mi yoksa angarya mı diye soranların, vardır herhalde bir şeyleri!

 

Eskiden mesela, görev tanımı vardı, bilirdiniz bu tanımı! Ama şimdi görev tanımı da değişti sanki!

 

Nasıl mı? Benim bildiğim; “ Görev varsa, sorumluluk, yetki ve denetim vardı eskiden. Hatta çoğu zaman fedakarlık da yapılırdı görevde!

 

Şimdi öyle değil gibi! Görevin oluyor, yetkin de epey geniş tutuluyor ama, sorumluluk ve denetim istenmiyor! Fakat; görevi verene sadakat isteniyor!

 

Tabii buna “ ballı görev” diyenler de var! Anlamadınız değil mi? Sizi gidi eski kafalılar sizi! Tabii devir değişti artık, bir türlü basmıyor kafanız bu yeni görev anlayışına! Daha kısa ve veciz sözlerle ifade edeyim o zaman:

 

_ “ Salla başı, al maaşı!”

_ “ İtaat et, rahat et!”

_ “ Yetkilerini sonuna kadar kimseye kaptırma ama, yanlış yaptığında, sorumlu ve suçlu göstereceğin birileri ya da bir şeyler olsun! Yoksa da icat et!

_ “ Unutma, görev ve yetki senin; sorumluluk, fedakarlık ve angarya işlerse; senin uygun gördüğün kişilerindir!” Yani anlayacağın; “davul başkasında, tokmak sende olacak! Sakın acıma! Acırsan, acınacak duruma düşersin!”

 

E haliyle düşünüyor tabii insan; bizlerden istenen şeylerden hangileri görev, hangileri angarya diye!