Adaletin olmadığı bir yerde huzur olmaz. Hz. Ali’ye “Devletin dini olur mu?” diye sormuşlar; “Devletin dini adalettir, adaleti olmayan devlet dinsizdir” demiş

20 Ocak 1921 tarihinde kabul edilen ilk anayasada, Türkiye Cumhuriyeti'nin dininin İslam olduğu belirtilmiş. Daha sonra 1924 Anayasası'nda da, devletin dini İslam’dır maddesi aynen korunmuş.. 

1928'de TBMM'ye sunulan kanun teklifi ile 1921 ve 1924 Anayasalarında yer alan "Türkiye Devleti'nin dini İslam'dır" ifadesi kaldırılmış. Böylelikle, laiklik ilkesi her ne kadar anayasaya 1937 yılında girmiş olsa da 1928'den itibaren her alanda fiilen uygulanır olmuş...

Adaletin aynası hukuktur. Hukukun terazisi ise güçlü ile zayıfı eşit tutan yasa ve uygulamalardır

Yıllardır hep adaletsizliklerden yakınan insanlara rastlamışımdır. Suçlu olanlar da aldıkları cezanın fazla olduğunu öne sürerek memnun olmadıklarını ifade eder. Cemaat yurtlarındaki taciz haberleri ile rahatsız olmamızın yanı sıra faillerin, kamu vicdanını rahatlatacak bir cezaya çarptırılmaması da sıkıntı yaratmış oldu. Daha bugün gazetemiz Gerçek’te Alanya’daki Süleymancıların yurdunda öğrencilere istismar iddiaları haberi yayında.

Halkın en duyarlı olduğu konuların başında gelen taciz olaylarının yanı sıra, son yıllarda kamu vicdanını yaralayan yüzlerce haber, gazete manşetlerinde yer alır oldu. En önemli tepkiler EYT liler ile Emeklilerin durumuna oldu ve şikayetleri devam ediyor. Hangi emekliye sorsak, ‘hükümet ve yakınları bal börekle yaşıyor ama bizler ay sonunu getiremiyoruz’ diyor yani adalet arıyorlar. Pahalılığın önüne bir türlü geçinilmeyişi, isyan noktasındayken, mal alımı karşısında paramızın değer kaybı, artık günümüz konuları oldu.

Geçmişteki sınav sorularındaki haksızlıklar, imtihanlardaki mülakat haberleri, eğitim camiasına olan itimadı oldukça sarstı. İmar konularındaki uygulamalar, oldum olası dikkat çekmiştir. Başta TOKİ olmak üzere, yerleşime uygun arazilerin tahsisi yanında, kupon arsaların yönetimlere yakın müteahhitlere tahsisi veya uygun fiyatlarla satılması zaten adil değil. Yaz dönemlerinde kıyıların turistik işletmeler tarafından işgallerinden, imarsız alanlara kaçak inşaat yapımına kadar hukuk terazisini allak bullak eden hadiselerden bıkar olduk.

Yazımda son yıllardaki haksızlıklara ve adil olmayan uygulamalara değinmek istedim ama çomak soktukça neler neler çıkıyor. Demek ki, hepimizin dilinde olup da bir türlü kavuşamadığımız hukukun üstünlüğüne kavuşacağımız günler hangi bahara kaldı.

Hoşça kalın, adalet aramaktan ve ahlaklı olmaktan vaz geçmeyin.