Yıllar yılı insanlar birbirlerini cahil olmakla suçlar. Çok okumuş yazmış olanlar veya iyi eğitimler almış olanlar eğitimsiz gördüklerini cahillikle itham ederler.
Bu konuda en belirgin çatışma, siyasette taraf olanların arasında geçer. Bir siyasi partinin tüzüğünü ve söylevlerini beğenip gönül verenler, kendi bağlandıkları partileri için eleştiri yapanları ve de aykırı fikirler ortaya koyanları cahillikle suçladıkları çok görülür olmuştur.
Cahil insanı ikna etmenin, okumuş insandan daha kolay olduğunu iddia edenler çoktur. Bir diğer incelenmesi gereken konu ise, cahil olarak gördüğümüz kişilerin başarılarıdır. Okuma yazma bilmeden ticarete atılıp sayılı iş adamlarından olanlar olmuştur. “Oxford vardı da okumadık mı” diyen sanatçı İbrahim Tatlıses milyonların sevgisini kazanmıştır.
Konu cahili ikna etmek olunca, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki toprak ağalarına veya kalabalık ailelerin oluşturduğu aşiretlere tabi olmuş olan kitlelerin toplum mühendisliği yönünden araştırılması gerek. Günümüzde halen etkin durumdaki cemaatlere gönül vermiş, şeyhlere biat etmiş insanların eğitimlilik ten mi, eğitimsizlikten mi veya bir gurubun üyesi olmanın verdiği güven duygusundan mı, bilmek zor.
Cahilliğin ne olduğunu tam anlatamazsak da, bazı uzmanlardan önemli cümleler duyduk. Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Bülent Arı, 2016 yılında, katıldığı bir televizyon programında, "Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor, ben her zaman cahil halka güvendim,ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır” ifadelerini kullanmıştı ve “İşte bütün bu açıklamalar gösteriyor ki okuma seviyesi artıkça mutsuzluk da artıyor." demişti.
İki dönem enerji ve tabi kaynaklar bakanlığı yapan, eski bakan Taner Yıldız,"Eğitim seviyesi arttıkça AK Partinin hitap ettiği alanın daraldığını görüyoruz. Anketler de buralarda oylarımızın azaldığını ortaya çıkarıyor” demişti
Prof. Dr. Ünsal Oskay'ın ‘mutsuzluk, mutluluğun ta kendisidir’ sözü gündem olmuş ve çok konuşulmuştu. Eğitim durumuna göre mutluluk düzeyi incelendiğinde ise, 2020 yılında en yüksek mutluluk oranı yüzde 54,4 ile hiç okul bitirmeyenlerde görülmüş. Öğrendikçe, sorguladıkça, bilgilendikçe ortaya çıkan gerçekler karşısında hakikati bilmenin getirdiği mutsuzluk insanı etkiliyor. Ancak Prof.Ünsal Oskay'a göre de ‘ Bu mutsuzluğun bir iyi tarafı var, ‘bilip öğrenen insanı kimse kandıramaz’ diyor. Ben de keşke internet ve cep telefonları olmasaydı ve çok şey öğrenmeden yaşasaydık diyebilirim. Seçim zamanı tatlı dil kullanan siyasi ziyaretçilerin vaatlerine de kanıp onları iktidar yapsak bile, iktidarda ne yaptıklarını bilemeden körü körüne bağlı olmaya devam ederdik.
Hoşça kalın, mutlu kalın