“Beyin üzerine yazmak da nereden aklına geldi?” Diyeceksiniz şimdi biliyorum. Aslında epeydir aklımdaydı, yazmak istiyordum da, fırsatım olmadı. Geçtiğimiz 22 Temmuz “ Dünya Beyin günü “ olarak kabul ediliyor. Bu tarih, aynı zamanda “Dünya Nöroloji Federasyonu’nun” da kuruluş tarihi.

 

Beynimiz en önemli ve belki de en gizemli organımız. Henüz keşfedilmeyen birçok fonksiyonu var. Hatta bunların hepsini kullanmadığımızı söylüyor uzmanlar.

 

Bazı insanların beyni olağanüstü çalışırken, bazıları da vasat ve vasatın altı. Dünyamızdaki en önemli keşifleri yapanlar, en zeki insanlardır. Beynimizin işleyişinde pek çok sorun çıkabiliyor. Nöroloji biliminin alanına giren bu sorunlar; unutkanlık (Demans, Alzheimer vb.), migren, parkinson ve buna benzer hastalıklar oluyor. Tam olarak nedeni ve tedavisi bilinmese bile, beyin sağlığını koruyacak önlemler konusunda, tıp bir hayli ilerlemiş gibi. Ama beyin hala birçok alanda gizemini koruyor.

 

Beyin üzerine halk arasında da çok şeyler söylenir. Kolay anlamayan birine; “ Kuş beyinli”, çabuk unutana; “balık hafızalı”, düşünmeden hareket edene; “Yarım akıllı” denildiğini çok duymuşsunuzdur. Hakaret içeren bu sözlerde de; beyin sorunları olan insanlardan söz edildiğini anlarsınız.

 

Yine ünlü insanların bu konuda ilginç sözleri var:

 

“ En tehlikeli insan tipi, az anlayan, çok inanandır.” Anton Çehov

 

“ Zihin fukara olunca, akıl ukala olurmuş.” Namık Kemal

 

“ Beyinlerimiz savaşsın isterdim, ama görüyorum ki, siz silahsızsınız bayım.” Franz Kafka

 

Hiç kuşkusuz, sağlıklı ve eğitilmiş beyinlerle insanlık daha iyi noktalara gelecektir. O yüzden hangi görevde olursa olsun, insanların sağlıklı bir beyine sahip olup olmadıklarının, sık aralıklarla kontrolü şarttır. Hem kişiler için, hem de toplum için.