Hepimiz bir kere geliyoruz dünyaya. İyi ya da
kötü yaşamlar belki ama, yine de biricik yaşamlarımız var. O yaşamları
çocukluğumuzdan itibaren başarılı olmaya programlıyorlar. Başarıya odaklı
yaşamlarımızla ve içimizdeki başarı hırsıyla, yaşamın güzelliklerini
ıskalayabiliyoruz! Başarısızlığa tahammülümüz kalmıyor! Endişe kıskacı içinde
yaşıyoruz! Sakin, dingin ve dengeli bir yaşamın varlığını bile algılama
fırsatımız olmuyor! Algıladığımızda ise pek çok şey için geç kalmış oluyoruz!
Çünkü yaşam sandığımız kadar uzun değil, bunu farkediyoruz! Başarı ya da
başarısızlığın yaşamın olağan akışını değiştirmesine izin vermediğimiz sürece,
endişelerden ve gerginliklerden de kendimizi koruyabiliriz. Vince Lombardi; “
Önemli olan yere düşüp düşmemen değil, tekrar ayağa kalkıp kalkmamandır.” der.
Başaramamak, yenilmiş olmak demek değildir.
Çünkü denemeye devam ettiğimiz sürece asla yenilmiş olmayız!
Başarısızlıklarımızdan ders aldığımız sürece, sorun yoktur. Başarısızlık, biz
izin vermediğimiz de “son” da değildir. Bakın bu konuda John Maxwell (1996)
“Kazanan Tutum” kitabında şöyle der:
“İlk seferde tam anlamıyla başarılan çok az şey
vardır. Başarısızlıklar, yinelenen başarısızlıklar, başarı yolundaki parmak
izleridir.
Başaramama hakkının, başarma hakkı kadar önemli
olduğuna inandığınızda, başarısızlığı olumlu anlamıyla kabul etmek daha etkili
olur.
Ama risk alınmalıdır, çünkü yaşamdaki en büyük
tehlike, hiç risk almamaktır. Hiç risk almayan kişi, hiç bir şey yapmaz, hiçbir
şey elde etmez ve hiçbir şey olmaz. Acı çekmekten kaçınabilir, ama elbette
öğrenemez, gelişemez, duyumsayamaz, değişmez, sevemez, yaşayamaz. Kendi
zincirlerine bağlanmış bir köledir, özgürlüğünü yitirmiştir.”
Hayatı güzel ve dolu dolu yaşamak; başarısızlık,
ve düşüşlere karşı endişelenmek yerine, sorunlarla başa çıkma becerimize
güvenerek olur! İşte o zaman “endişenin” adı, “heyecan” olarak değişir.
Yaşamımıza risk almaktan korkmadan, özgürce ve heyecanlı bir serüveni yaşar
gibi devam etmek gerek bence. Çünkü asıl “başarı” budur. “ Başarının peşinde
koşma. Öyle bir insan ol ki, başarı senin peşinden koşsun.” Diyen Jim Rohn
haksız mı?