Tehlikenin farkında mısınız?
Tehlikenin,
Tehlike!...
Cumhuriyet Gazetesi; bu savsözlerle, çağdaş uygarlığın temelleriyle insanlığın on bin yıllık birikimi üzerine bir dâhinin kurduğu; temelinde halk egemenliği olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin kişiliğinde oluşturulmuş Cumhuriyetin, sahibini uyarmaya çalışıyordu (bu yüzden bugün uydurma gerekçelerle genel yayın yönetmeni de dâhil olmak üzere on elemanı tutuklanmıştır). (*)
Yazılı basının yanında, görsel olarak yönetimindeki TV kanalının da büyük katkısıyla Tuncay Özkan’ın da hakkını vermek gerekir.
Cumhuriyet Mitingleri; Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bu yana en büyük yıkım tehlikesinden halkı haberdar etme çabalarından doğdu.
İlkini Isparta’da yaptığımız Cumhuriyet Mitinglerinin ikincisinin Antalya’da yapılması için çalışmalar başladı. Antalya’da kırk beşdemokratik toplum örgütünün (DTÖ) kurduğu ortakalanın (platformun) başında Ata Küner’in eşi Alev Küner vardı. Konyaaltı Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin başkanı sıfatıyla üç aylık çalışmasında arkasındaki desteği elbette eşi Ata KÜNER’di…
Üniversiteli Kadınlar Derneği Konyaaltı Şubesi Başkanı olarak, Cumhuriyetin temel değerlerine sahip çıkmak için nasıl canla başla çalıştığına yakından tanık oldum.
Üniversiteli kadınlar gelmekte olan felâketin farkındaydılar. Afganistan’da Talibanların ele geçirdiği Kabil Şehrinde, o sırada doktorların yüzde ellisinin kadın, öğretmenlerin yüzde yetmişinin kadın olduğunu ve daha sonraları o kadınların sokaklarda dilenmekte olduklarını biliyorlardı.
“Antalya Halkı Cumhuriyete Sahip Çıkıyor” savsözüyle yaptığımız mitinge en fazla üç bin kişinin katılacağına inanan Antalya Güvenlik Güçleri, demir parmaklıklarla bu kadarlık bir yer ayırmışlardı. Meltem Camisinin arkasında, bir yağmurlu günde; çamurlara bata-çıka yirmi bin kişi gelince herkes şaşkına döndü. Engeller kaldırıldı, Antalya’nın aydınlık güler yüzlü insanları Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetine sahip çıktılar.
Aylarca süren çalışmalarda Ata Küner’in hoşgörüsünü, çağdaşlığını, uygar dünyanın bir adamı olduğunu yaşayarak gördük. Ve “Antalya’nın köklü firmalarından AkişDenizcilik’in yönetim kurulu başkanı Ata Küner (19 Ocak 2017 günü) yaşama veda etti. Cuma günü Sarısu Dedeler Aile Kabristanı’nda son yolculuğuna uğurlanan Ata Küner, Antalya denizciliğinin, Antalya İskelesi ve Antalya Limanı’nın yaşayan tarihiydi. Motosiklet almak için çıktığı iş arayışında yolu NATO’ylakesişen Ata Küner, NATO’daki işinin ardından İzmir’in en büyük gemi acentesi Vanderzee’de çalışmaya başladı. İzmir’den Antalya’ya deneyimli bir denizci olarak gelen, pamuk ihracatçısı arkadaşlarının telkiniyle deniz nakliyat işine giren Ata Küner, babası Talip Küner’in 1951 yılında kurduğu Akiş Vapur Acentesi bünyesinde Küner ailesinin 80 yıllık denizcilik geleneğini sürdürdü.
1939 Antalya doğumlu Ata Küner, ilkokulu Kaleiçi’ndeki Ambarlı İlkokulu’nda, ortaokulu Antalya Lisesi’nde, liseyi Antalya Ticaret Lisesi’nde bitirdi. 1960 yılında İzmir İktisadi Ticari Bilimler Akademisi’ni bitiren Ata Küner, bir süre NATO’da görev yaptıktan sonra denizcilik sektöründe 7 yıl ücretli olarak çalıştı. Babasının vefatının ardından ondan miras kalan AKİŞ firmasını yürüten Ata Küner, işadamı Talip Küner’in de babasıdır…”(**)
Bu ülkeninAta Küner gibi insanları, bağımsız, özgür, laik-demokratik bir devlet düzeninde yaşamanın insanca yaşamın temeli olduğunun bilincinde, Türkiye Cumhuriyetinin temel ilkelerine sahip çıkan ailesiyle uygarlık mücadelesinin parçası olduğu sürece yobazlık, bağnazlık mutlaka yenilgiye uğratılacaktır.
Güle güle sevgili Ata Küner, seni asla unutmayacağız.
(*)Cumhuriyet’inyazarveyöneticisi 13 kişi, ‘FETÖ/PDY ve PKK/KCK terörörgütlerineüyeolmamaklabirlikteörgütadınasuçişlemek’gerekçesiylegözaltınaalınmış, gazeteninyayınyönetmeni Murat Sabuncudahildokuzkişi son olarakgazeteninicrakurulubaşkanı Akın Atalay da dahilolmaküzere on kişitutuklanmıştır.
(**)http://www.antalyakorfez.com/roportaj/20239/26/atakunerinardindan
Ata Küner’le 2007 yılı Ağustosu’nda yaptığımız, haber-siyaset-yorum dergisi olarak, yayınlandığı döneme damga vuran Son Nokta dergisi için yaptığımız söyleşide Kaleiçi’ni, iskeleyi, büyük limanı, yük gemilerini, tayfaları, rıhtım amelelerini, hamalları, mavnaları, mavnacıları; mavnalarla, hamallarla yapılan deniz taşımacılığından modern makineler, vinçler ve konteynırlarla yapılan deniz taşımacılığına nasıl geçildiğini konuşmuştuk.