Sevgililer Günü! Evet, 14 Şubat, yani çiçekçilerin, hediye dükkanlarının ve restoranların en çok kazandığı gün. Aşkın zirve yaptığı, romantizmin havada uçuştuğu ama aynı zamanda beklenen fırtına öncesi sessizliğin olduğu bu günü yakından incelemek gerek. Çoğu Türk geni bugün için ‘Tam bir para tuzağı’ der. Yer yer haklıdırlar.
Öncelikle belirtmekte fayda var, sevgiliniz varsa, hayırlı olsun! Yoksa, merak etmeyin, çoğunluk sizinle birlikte! Marx’ın ‘Dünyanın tüm işçileri birleşin’ sözünü revize ederek haykırıyorum. 'Aşk Acısı Çeken Mecnunlar Birleşin'
Sevgililer Günü, aşk acısı çekenlerin yanı sıra, bekârları bir araya getirme konusunda da oldukça başarılı. Evet, çiçekleri, çikolataları, hediyeleri gören bekârlar, yalnızca birbirlerini daha iyi anlamış olmanın keyfini çıkartıyorlar. 'Senin de mi sevgilin yok?' sorusu artık sadece bir selamlaşma ritüeli haline geldi.
Aşk konusunda henüz bir karar veremeyenler içinse bir önerimiz var: Sevgililer Günü'nü, sevdiğiniz insanla değil, sevdiğiniz şeylerle kutlayın! Mesela, bir tabak makarna, güzel bir film ve sevdiğiniz kanepe ile tek başınıza geçirdiğiniz bir akşam, belki de aşkın en saf hali.
Sonuç olarak, Sevgililer Günü, aşkı bulmuş ya da henüz yolda olan herkes için bir kutlama günüdür. Bekârlar, çiftler, aşıklar, dostlar, hepiniz bir araya gelin! Çünkü bugün, sevgiliniz olmasa da sevgi var. Belki de gerçek aşk, kendinizi sevmenin ve kendi mutluluğunuzun tadını çıkartmanın başladığı yerde gizli.
Unutmayın, gerçek aşk her zaman kapınızı çalmayabilir, ama güzel bir pizza ya da soğuk bir içecek her zaman kapınızı çalabilir. İyi Sevgililer Günü dileriz!'