Çeyrek asra yakın bir zamandan bu yana Antalya Adliye Sarayı çevresinde bulunan sokak ve caddelerin dayanılmaz trafik rezaletiyle ilgili çalışmalardan, ilgili kurumlara yapılan başvurulardan, mahallen yerelde tanzim edilen rapor ve tutanaklardan, Emniyet Müdürlüğünde çalışan üst düzey kariyeri olan bir polis amirimizin görüntüleme çalışmalarına rağmen yapılan çalışmaların hiç birisinden hemen hemen hiç sonuç alınmıyor olması korkutucu ve endişe vericidir.

 

Zaten Meltem mahallesinde 15 civarındaki kurumlar yumağı ile stadyum silsilesinin aynı mahallede yer almış olması, tümüyle bu kuruluşlara bağlı olarak binlerce motorlu aracın, yüz bini aşan nüfusun yegâne odağı haline getirilen Meltem mahallesi, toplumsal yaşam bakımından dayanılmaz boyutlara gelmiştir. .

 

Binlerce vatandaş soruyor: Bu işin sorumlusu kim? Ayrıca mahallede konuşlanan, mahalleye girip çıkan, cadde ve sokakları kaldırımları kapatan, yaşam alanlarımızı işgal eden binlerce aracın egzozundan atmosfere salınım yapan zehrin kamu sağlığı açısından tehlikenin boyutunu arttırdığı da düşünüldüğünde gelin de siz bu işin hesabını bir yapıverin.

 

Öyle anlaşılıyor ki uzun yıllardan buyana tüm emeklerin boşa gidiyor olması, acaba sosyoloji açısından insan duyarlılığının kaybolmasıyla ifade edilebilir mi?

 

Bir teknik adam olarak bu hadisenin çözümü için, çözüme yardımcı olabilmek için, kamu sağlığının korunması, her bakımdan yüksek kamu yararının temini bakımından yerinde yaptığımız çalışmalara, sunduğumuz gerekçe raporlarına rağmen gereken çözümün gerçekleştirilmediği, bu nedenle ilgili makamlarla ulaşma güçlükleri de dikkate alındığında:

 

Halen yürürlükteki “Vatandaşın bilgi alma” hakkına dayanarak sormak ve bilgilenmek istiyorum. Kamuoyu adına birileri bu soruya cevap vermelidir:

 

Bu işin sorumlusu kim yahut kimler?

 

Her açıdan var olan hayati sakıncalarına, bu sakıncalara rağmen kamuoyu niçin dikkate alınmıyor, yasal ve Anayasal sorumluluğu olanlar neden çözümlenmiyor? Evrensel haklar bakımından; sorgulanabilir ve hesap verilebilirlik ilkeleri çerçevesinde kamuoyunun kaygılarının giderilmesinde, ısrarla getirilen bu vahim çevre, trafik ve şehircilik sorunun bir an evvel çözülmesi kaçınılmazdır.

 

Devlet-millet ve ihtiyaç halinde STK, ilgili kurum ve kuruluşlar arsı iş ve düşünce birliği içinde, kahreden bu müessif sorunu ortak dayanışmayla çözebiliriz.