Cemiyetimizin
seçimli kongresine bir ay kala kulisler başlamıştı. Aday olmayı düşünenler,
yönetimde yer almak isteyenler üyelerin fikrini almak için hal hatır sormaya
başladılar.
Önce WhatsApp
grupları oluştu. Bu gruplara üye yapılanlar ile toplantılar yapıldı. Önceleri
bir araya gelmek adına, gazetecilerle dostlukları geliştirme gibi niyetlerle
kurulduğunu söyleyen gruplar, sonrasında cemiyet seçimlerine müdahele
edebilmek için fikirleşme toplantıları yaptılar. Toplantıların hepsine
katılamasam da çoğunda bulunmaya çalıştım. Toplantılardan keyif de aldım.
Cemiyet üyesi olan, fakat yıllardır adını duyup karşılaşmadığım insanlarla
sohbet etme imkanı buldum. Karşılaşmamış olmamda yadırganacak birşey yoktu
tabi. Kurum çalışanları olduklarından ve masa başı görevleri olduğundan, sahada
olan yazılı basın gazetecileri olan bizlerle doğal olarak bir araya
gelememişler.
Bir diğer WhatsApp grubu, yıllardır siyasi partilerin toplantılarında,
basın açıklamalarında, sendikaların, dernek ve vakıfların faaliyetlerinde hep
karşılaştığımız, aynı gazetelerin çatısı altında buluştuğumuz emekçi
gazetecilerdi. Özel haber peşinde koşan, bir duyum aldığında gizliden olayın
peşine düşen bu gazeteci arkadaşlarımızın
bir eksiği ise iyi maaş alamayışlarıdır.
AGC seçimleri
yaklaştıkça bu grupların toplantılarında, cemiyette sözümüz geçsin veya aday
olanlara taleplerimizi iletelim düşünceleri ağırlık kazanmaya başladı. Daha
sonraları ise, aramızdan bir aday çıksın karları verildi. Anlaşılan bu seçime
çeyrak kala kurulan guruplar, müsait zemin hazırlayıp mevcut adaylara ilaveten
bir üçüncü aday çıkarabilme düşüncesindeymiş. Benim için, herkesin aday olabilmesi deemokratik hakkı olduğundan yadırganacak
bir durum değildir. Diğer bir çalışma da, her gurubun kendi içinden bir
aday çıkmasını vede yönetim kuruluna dostlarının yer almasını istemeleri oldu. Benim
için asıl yadırganacak durum, bu gurupların bir araya gelip ortak bir zeminde
buluşamamaları oldu.
Seçim öncesi
önemli bir gelişme ise, değerli dostum Songül Başkaya’nın seçimlere 2 ay kala
adaylık düşüncesiyle fikirleşme toplantıları yapması oldu. Birçok gazeteci
dostumuz, üçüncü bir adayın denge kuracağı fikrine olumlu bakmıştı. Songül
Başkaya’nın adı her toplantıda öne çıksa da, TRT'ciler olarak adlandırılan
grup kendilerinden aday çıkarma düşüncesiyle Başkaya’ya olumlu bakamak
istemedi. Songül Başkaya’nın kahvaltılı toplantısına, başta yayın sahipleri
olmak üzere çok sayıda basın emekçisi katılmıştı. Destekler de verilmişti.
Bildiğim kadarıyla, Başkaya için anti propaganda yapıldı veya aday olmaması
yönünde telkinler yapıldı. Songül Hanım da birlik olunamayacağını hissetti ve
adaylığını açıklamadı.
Mevcut AGC
yönetiminden iki başkan adayının çıkması sonucu, yıllardır yönetimde olan aynı kişilerin aday olmaları tepki
çekti. Üçüncü bir aday çıkması fikri, gruplarda düşünülse de, seçimin mevcut
adaylarının karşısına çıkacak yapıyı ve başkan adayını çıkaramadılar.
Bütün bu
seçim hareketliliği sonucunda, sevindirici durum, üyelerin fikir
toplantılarında dile getirilen önerilerin ve yapılması gereken isteklerin,
başkan adayları tarafından dikkate alınması oldu. Başkan adaylarının sosyal
medyada paylaştıkları bildirilerinde ve de broşürlerinde grupların görüşlerinin
de bulunması oldu. Ayrıca seçime giren adayların listelerinde yeni isimler
olması, gençlere yer verilmesi bana göre olumlu karşılanmalı. Eski yönetimden
1-2 kişinin bulunması ise cemiyet faaliyetlerinin aksamaması yönünden doğrudur.
Kazanan İdris
Taş ve yönetiminin iyi niyetili olduklarından şüphe etmediğim gibi, başarılı
olmalarını dilerim. Hepsine hayırlı
olsun der, görevlerinde başarılar dilerim.
Niyeti hayır olanların sonu da hayırdır.