Adaletin terazisini bozanlar; bilin ki, gün gelir, o terazi sizi de tartar! Hukuku “guguk”yapanlar, hukukla oynayanlar, gün gelir o hukuk size de lazım olur! Malum, “etme_ bulma” dünyası bu. “Eden bulur” derler!
“ Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun.” Diyen S. Freud’ a kulak vermek lazım. Çünkü;
Ömer Hayyam’ın da dediği gibi:
“ Adalet evrenin ruhudur.”
Günümüz dünyasında insanlar; eşitlik, adalet ve hukuktan yeterince yararlanamıyor! Öyle çok hak, hukuk ve adalet arayan insan var ki; uygar bir dünyaya yakışmıyor!
Bir ülkede adaletin varlığı, kişinin kendini özgürce ifade etmesinden, yargının bağımsız olmasından, ve herkesin hukuka uygun davranmak zorunda olmasından belli olur! İnsan haklarının ihlal edilmediği, hukukun herkese eşit ve adaletli davrandığı ülkelerde huzur, mutluluk ve uygarlık vardır. İnsan hak ve özgürlüklerinin çiğnendiği ülkelerde, adalet yoktur! Ya da hep gecikir. Oysa hep biliriz; “ Geciken adalet, adalet değildir.”
Ama o ülkelerde bile adalet, er geç yerini bulur!
“ Adalet topaldır, ağır yürür fakat gideceği yere er geç varır.” Diyen Mirabeau haklıdır aslında.
Adaletin olmadığı toplumlar yok olmaya mahkumdur. Bu yüzden olsa gerek;
“ Adaletsiz bir ülke mezbahadan başka bir şey değildir.” Der Georges Clemencau.
Güçlünün güçsüzü ezdiği, hala orman kanunlarının işlediği günümüzde, insanın yaşamı ve mutluluğu risk altındadır! Zalimlerin mazlumlara eziyet ettiği bir dünyada, insan hayatı da değersizleşir.
O yüzden de;
“ Adalet dünyadan kalkarsa, insan hayatına değer verecek bir şey kalmaz.” Diyen İ. Kant’a katılıyorum.
Bence adalet çoktan dünyadan kalkmış olmalı ki; Eşit olmayan koşullarda yapılan savaşlar, katliama dönüşürken, insanlık sadece seyrediyor bu canavarlığı!