Yaşlı hastalıklarından biri olarak “Parkinson Hastalığı” konusunda farkındalık yaratmak için, 11 Nisan “Dünya Parkinson Günü” olarak belirlenmiştir. Beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden Parkinson hastalığını, ilk olarak 1817 yılında James Parkinson tanımlamıştır. Bu hastalığın görülme sıklığı, yaşla birlikte artar!

 

İnsan beyninde belli bölgelerde üretilen bir nörokimyasal olan “dopamin” eksikliğinden kaynaklanan Parkinson Hastalığı’nda, en önemli belirtiler; parmaklarda ve elde titremeler, kaslarda sertleşme, hareketlerde yavaşlama, koku alamama, duruş ve denge bozukluklarıdır. Dopamin; insanların, akıcı ve uyumlu hareket etmesini sağlar. Dopamin, beyine gelen bilgilerin, sinir hücresine iletilmesiyle, vücut dengesini sağlar. Ama bu hücreler hasar gördüğünde, ya da hücrelerde azalma görüldüğünde dopamin salgılayamaz. Ondan sonra da, sinsi ilerleyen Parkinson Hastalığı başlar. Hastalığın tamamen ortadan kalkması ya da önlenmesine yönelik tedavi edilmesi mümkün olmadığından, erken teşhisle birlikte, ilerlemesi yavaşlatılabilir.

 

Dünyada 10 milyon, ülkemizde ise yaklaşık 100-130 bin kişinin parkinson hastası olduğu varsayılmaktadır. Bu rakamlara her yıl 10 bin kişinin eklendiğini düşünürsek, bu şekilde seyretmesi halinde, uzmanlar, 2030’ da “Parkinson Hastası” sayısının, iki katına çıkacağını tahmin ediyorlar!

 

Yaşlı hastalıklarından olan, Parkinson, Demans, Alzheimer vb. Durumlarda hasta yakınlarının desteği kadar, hastaların yaşam kalitesinin de arttırılması ve onların sosyal yaşama katılmasını sağlayacak “ YAŞLI DOSTU ŞEHİRLER” ve “ YAŞLI DOSTU MEKANLAR” yapılmalıdır. Çünkü giderek yaşlanan nüfusumuz için, “sağlıklı yaşlanma” ancak böyle sağlanır.

 

“NASIL YAŞLI DOSTU OLUNUR?” DERSENİZ…

Yaşlının evi, gideceği sosyal tesisler, onların hayatını kolaylaştıracak şekilde düzenlenebilir. Evler asansörlü ya da düz ayak olmalıdır. Banyo ve koridorlarda tutunacak aparatlar olması, yaşlı bireylerin evindeki eşyaların düşmeyi önleyecek biçimde sabitlenmesi, yatak, sandalye ve masa yüksekliğinin yaşlı bireye uygun hale getirilmesi, aydınlatmanın ve ışığın önemli olduğunun bilinmesi gerekir. Yaşlıların bulunduğu mekanlarda, yeşil alanların bulunması, yokuş ve engelli yolların olmaması, araçların ulaşılabilir olması, kolay haberleşme ve iletişimin sağlanması ve hayatın onlar için kolay ve basit hale getirilmesi şarttır. Ayrıca yaşlılar için “YAŞLI DOSTU DERNEKLER” ve “SOSYAL KLÜPLER” olmalıdır. Yaşlıların, sinema, tiyatro ve müzik gibi sanatsal etkinliklere ve sağlık merkezlerine ücretsiz ulaşımları da sağlanmalıdır.

 

Unutmayın, yaşlılık hepimizin yaşayacağı bir süreç. O süreci güzel yaşamak istiyorsak; yaşlılarımızı da güzel yaşatmalıyız! Bu konularda daha ayrıntılı fikirleri olan “ Gerontolog”larla çalışılması gerek!