“Bizim zamanımızda (1950-60 arası) Kürt denmesi kesinlikle yasaktı; Doğulu derdik.Hatta ‘Doğulular bu tarafa’ diye emir verirdik.”

Emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu (1907-1993)



Başbakan Bülent Ecevit’in kurduğu hükümetin, 5 Ocak 1978 ile 12 Kasım 1979 arasındaki Bayındırlık Bakanı Şerafettin Elçi, Hürriyet Gazetesi’nden Ülkü Arman’a 1979’da “Türkiye’de Kürtler vardır; ben de Kürdüm,” diyecekti…12 Eylül 1980 askeri cuntasının bu sözler için Şerafettin Elçi’ye kestiği cezaysa 27 ay hapisti.


Şerafettin Elçi, aynı dönemde Kürt asıllı vatandaşları işe yerleştirdiği suçlamalarından (!) da   2 yıl 4 ay hapis cezası aldı.Böylece 12 Eylül 1980 darbesi sonrası aldığı cezaların toplamı 4 yıl 7 aya ulaştı.12 Eylül 1980 askeri darbesinin 55 ay ceza verip, otuz ay cezaevinde tuttuğu Şerafettin Elçi, 12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra da Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi davası sanığı olarak sekiz aylığına cezaevine kapatılmıştı…Üstelik 12 Eylül 1980 döneminde 30 ay cezaevinde yatması yetmemiş gibi, 10 yıl boyunca avukatlık mesleğini yapması ve siyasi haklarını kullanması da engellenmişti.



1965-1971 ve 1975-1978 arasında T.C. Dışişleri Bakanı olan İhsan Sabri Çağlayangil’e (1908-1993) göre 1960’larda ve 1970’lerde İran’da, Irak’ta Kürtleri  birbirlerine karşı kullanıyorlardı…İhsan Sabri Çağlayangil’le bir dostluk ilişkisi kuran, geliştiren ve 1941 ile 1979 arasında İran Şahı olan Muhammed Rıza Pehlevi, Çağlayangil’e “Irak’taki Kürtleri destekliyorum.Irak Şattül Arap konusundaki tutumunu sürdürdürdükçe, ben de Kürtlere desteğimi sürdüreceğim,” diyordu.


Filistinlilerin olduğu gibi 32 milyon Kürt’ün kaderi de, Türkiye, İran, Irak, Suriye arasında parçalanmış durumdaki bölgenin istikrarını tehdit ediyor ve bir çağlayan gibi komşulara taşıyor.(…) PKK 1984’ten beri ortalığı kırıp geçirirken, terörle mücadele bugüne dek 250 milyar avro, 42 bin can kaybı, yakılan 4 bin köy, yerlerinden edilen milyonlarca kişi ve Türk halkını ‘terörize’ halde tutan güvenlik takıntısıyla sonuçlandı. Üstelik PKK yüz yıldan kısa sürede Türkiye’ye karşı ortaya çıkan 29. isyan hareketi sadece...”


Guillaume Perrier  / Le Monde Gazetesi / 14 Temmuz 2010




Avrupa Birliği üyeleri Polonya ve Yunanistan 1939-1945 Alman işgali döneminde uğradıkları korkunç can kayıpları için ve ülkelerinin Almanlar tarafından moloz yığını haline getirilmesinden dolayı Almanya'dan tazminat talep etmişlerdi...

Polonya 6.000.000 Polonyalının Almanlarca öldürülmesi için 1 trilyon 300 milyar dolar, Yunanistan 800.000 Yunanlının Almanlarca öldürülmesi için 300 milyar Euro istiyordu...


Ancak Almanya bu makul ve son derece yerinde talepleri zaman aşımı gibi çok da anlamsız gerekçelerle karşılamayı reddediyor...

NATO üyesi olmasına rağmen Türkiye NATO üyelerince en ağır şekilde cezalandırılmaktadır...


Türkiye'nin terör örgütü olarak tanımladığı PKK ve yan kuruluşları Orta Doğu'da  (Irak ve Suriye gibi ülkelerde) ABD'nin / Pentagon'un paralı askerleri konumundadır...Avrupa ülkeleri de kendi çıkarlarına ve vatandaşlarına zarar vermemesi çerçevesinde PKK terör örgütü ve uzantılarına çeşitli imtiyazlar vermiştir...


F35 , İsveç yapımı Saab JAS-39 Gripen NG, İngiltere, Almanya, İtalya ve İspanya ortak konsorsiyumu ile üretilen EuroFighter gibi savaş uçaklarının Türk hava kuvvetleri envanterine verilmemesi de ABD ve Alman devletlerinin Türkiye'ye uyguladığı çeşitli ambargoların sonucudur...


Türkiye 40 adet Eurofighter satın almak istemektedir...PKK terör örgütü, Yunanistan, İsrail, Ermenistan ve Güney Kıbrıs bu konuda ABD ve Almanya üzerinde baskı kurmuştur...Bu dört ülke F35 ve EuroFighter gibi savaş uçakları Türkiye'ye asla satılmamalı görüşündedir...


İsveç, Barış Pınarı Harekatı bahanesiyle Ekim 2019’dan beri Türkiye’ye uyguladığı silah ambargosunu Eylül 2022 itibariyle kaldırma kararı almıştır...


Türkiye'nin Hamas'ı terör örgütü olarak değil Filistin halkının resmi temsilcisi ve sözcüsü olarak görmesi de İsrail, ABD ve Almanya'nın Türkiye'nin hava kuvvetlerini güçlendirme çalışmalarını sabote etmek için bütün tuşlara basmasına yol açtı...

Rusya NATO tarafından kuşatılmaya eninde sonunda başka yanıtlar vereceğinin sinyallerini vermektedir...

Varşova Paktı, 14 Mayıs 1955 tarihinde Varşova'da, sekiz komünist ve sosyalist ülkenin imzaladığı "Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Antlaşması" ile kurulan askeri ve siyasal birlikti. Antlaşmayı imzalayan ülkeler Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya, Romanya ve Sovyetler Birliği'ydi...

Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte Varşova askeri ittifakı da dağıldı...

25- 26 Aralık 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasını fırsat olarak gören Rusya karşıtı askeri ittifak NATO genişlemeye devam ettikçe Rusya ile sıcak çatışmalar devam edecek...

NATO Gürcistan'ı ve Ukrayna'yı NATO'ya üye yapmayı planlamaktadır...İrlanda, Avusturya ve İsviçre şimdilik tarafsız ülke statüsündedir...

Macaristan, Polonya, Çekya 1999'da,Letonya, Litvanya, Bulgaristan, Estonya, Romanya, Slovakya, Slovenya 2004'te, Arnavutluk, Hırvatistan 2009'da, Karadağ 2017'de, Kuzey Makedonya 2020'de, Finlandiya 2023'te NATO'ya üye yapılmıştır...

Macaristan'ın da onayıyla 2024'te İsveç NATO üyesi olacaktır...Yunanistan 1952'de üye olduğu NATO'dan Türkiye'nin Kıbrıs müdahalesine üye ülkeler reaksiyon göstermediği için 1974'te ayrılmış, ABD bu olaydan hemen sonra NATO'ya dönmek isteyen Yunanistan'ın NATO'ya dönüşüne onay vermeyen, bu isteği veto eden Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit'i askeri darbeyle siyasi yasaklı hale getirerek general  Kenan Evren'den Yunanistan'ın NATO'ya dönüşü için 1980'de onay almıştır...

ABD PKK terör örgütüne verdiği desteğin gerekçesi olarak "PKK ve uzantıları ISIS (Islamic State of Iraq and Al-Sham), ISIL (Islamic State of Iraq and Levant) Irak ve Levant İslam Devleti (ILİD), (Ishaan, 2014), AQI (Al-Quaide of Iraq), IS (Islamic State), DAESH (Dawlat Al-Islamiyah f’al-Iraq Wa Belaad Al-Sham) adlı terör örgütüyle ABD'nin mücadelesinde kullanılmaktadır" gerekçesine dayandırmaktadır...

ABD Türkiye'ye F35 verilmemesinin gerekçesiniyse 
Türkiye Rusya'dan 2 milyar 500 milyon dolar ödeyerek S-400 füze savunma sistemi satın aldı olarak açıklamaktadır...


17 Ekim 2023'te Türkiye’nin 2024 yılı savunma bütçesi ve Türk savunma sanayiinin gelecek döneme ilişkin ihracat hedefleri açıklanmıştı. Bu tarihte Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde “2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi Basın Bilgilendirme ve Bütçe Bağlama Toplantısı”na katılmıştı...Savunma sanayii ekosisteminin dışa bağımlılığını asgari seviyeye indirecek şekilde güçlendirmek gayesiyle hareket ettiklerinin altını çizen Yılmaz, Savunma Sanayii Destekleme Fonu için ayrılan kaynak da dahil edildiğinde savunma ve güvenlik sektörü için 2024’te 1 trilyon 133.5 milyar lira ödenek tahsis edildiğini bildirmişti...Bahsi geçen savunma ve güvenlik bütçesi, o günün dolar kuru ile yaklaşık 40.5 milyar ABD Doları’na tekabül ediyordu... Türkiye, 2023 yılında savunma ve güvenlik yaklaşık 16 milyar dolar ayırmıştı.


31 Ocak 2024:

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılının 4. çeyreğine ve yılın geneline ilişkin turizm istatistiklerini açıkladı.Buna göre, turizm geliri, geçen yıl bir önceki yıla kıyasla yüzde 16,9 artarak 54 milyar 315 milyon 542 bin dolara çıktı. Geçen yılki gelirin 41 milyar 61 milyon 408 bin dolarını kişisel harcamalar, 13 milyar 254 milyon 134 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.